Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1775
Karar No: 2022/6049
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1775 Esas 2022/6049 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/1775 E.  ,  2022/6049 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... (...) 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, Bağ-Kur sigortalılık tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin şoför olarak çalışmakta iken ... Şoförler ve ... Esnaf Odası Başkanlığına 16/06/1986 tarihinde üye kaydı yaptırdığını, ancak davacının yasal olarak başlaması gereken Bağ-Kur sigortalılığının bu tarih itibariyle başlamadığını, davacının ... Şoförler ve ... Esnaf Odası Başkanlığına kayıt tarihi olan 16/06/1986 tarihinden 10/08/2005 tarihine kadar süre için Bağ-Kur Sigortalı sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.,
    II-CEVAP:
    Davalı ... vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının 04/10/2000 yılından itibaren sigortalığının başladığını dava açmakta haksız olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir..
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    “... Davacının oda kaydının yapıldığı 16/06/1986 tarihi ile davalı Kurum tarafından sigortalılığının başlatıldığı 04/10/2000 tarihine kadar geçen dönem için bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş olup, 04/10/2000-10/08/2005 tarihleri arasında hali hazırda sigortalı olması nedeniyle bu talep yönünden hukuki yarar bulunmaması nedeniyle red kararı verilmiştir... "gerekçesiyle, açılan davanın Kısmen kabulü kısmen reddi ile, Davacı ...'nün 16/06/1986-03/10/2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 04/10/2000-10/08/2005 tarihleri arasında hali hazırda sigortalı olması nedeniyle bu yöndeki talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle Reddine, " şeklinde karar verilmiştir.
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkili Kurumun 2013/11 sayılı “Sigortalılık İşlemleri” genelgesinin Dokuzuncu Kısım, Sigortalılık Sürelerinin Birleştirilmesi başlıklı bölümde “1479 sayılı kanunun geçici 18 inci maddesi gereğince sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4/10/2000 tarihinden itibaren, Kanunun 1/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 1/10/2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün 1/10/2008 tarihinden itibaren başlayacağından hizmet çakışmalarında bu husus dikkate alınarak işlem yapılır.” hükmü göz önünde bulundurulması gerekip davacının 1/10/2008 tarihine kadar kuruma dava konusu ile ilgili bir başvurusunun bulunmamasından dolayı davacının bu haksız ve mesnetsiz davasının reddi gerektiğini,müvekkili kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davacının tarım bağkur sigortalılığının 01.08.1998 tarihinde başladığını, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığından dolayı 03.10.2000 tarihinde sonlandırılmış olduğunu,davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının 04.10.2000 tarihinde başlamış olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürmüştür.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı, sigortalılığın re’sen yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava;... ... Şöförler ve ... Odası Başkanlığındaki kayıt dönemi olan 16.06.1986-10.08.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamı incelendiğinde, 27.11.2001 tarihinde Kuruma intikal eden işe giriş bildirgesine istinaden 04.10.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur tescili yapılan davacının, 26.03.1997 - 23.06.1998 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, ... ... Şöförler ve ... Odasında 16.06.1986 - 10.08.2005 tarihleri arasında kaydının bulunduğu mahkemece, “…Davacının oda kaydının yapıldığı 16/06/1986 tarihi ile davalı Kurum tarafından sigortalılığının başlatıldığı 04/10/2000 tarihine kadar geçen dönem için bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş olup, 04/10/2000 - 10/08/2005 tarihleri arasında hali hazırda sigortalı olması nedeniyle bu talep yönünden hukuki yarar bulunmaması nedeniyle red kararı verilmiştir…” gerekçesiyle davanın kısmen kabule karar verildiği anlaşılmıştır.
    Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25 maddeleridir.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
    22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
    02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede de; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıt olanlar” sigortalı sayılmışlardır.
    Yukarıda açıklanan tüm bu Kanunlarla yapılan değişiklikler; önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların, sigortalılık niteliklerine son vermemekte, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Bağ-Kur sigortalılık niteliğini kazananlar yönünden yeni düzenlemeler içermektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne yasaca ve hukukça olanak olmadığı açıktır.
    Davacının, talebine konu dönemde yukarıda açıklanan 3165 sayılı Kanun ile getirilmiş şekli yürürlüktedir ve sigortalılık niteliğinin varlığı sorunu da, anılan düzenleme doğrultusunda çözümlenmelidir. Belirtmek gerekirse anılan düzenlemenin açıkça değindiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığı zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine ve meslek kuruluşuna kayıtlı olmak; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanması olanaklıdır. Diğer bir anlatımla, bu gibi kişilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki oda ve vergi kaydına itibar edilerek kişiyi sigortalı saymak, Kanunun amacına aykırı olacağı açıktır.
    Bu bağlamda, davacının vergi kaydı dışındaki 16.06.1986-26.03.1997 arasına ilişkin olarak oda-sicil kaydı yönünden faaliyet araştırması yapılmaması hatalı olup, 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, davacının, kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için, davacıya maddi delilleri olup olmadığı sorularak, varsa bunları mahkemeye sunmak üzere davacıya önel verilmeli, davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının nasıl olduğu, davacının işyerine ilişkin emniyet, trafik sicili, zabıta, maliye, muhtarlık vs. marifetiyle araştırılmalı, oda aidatı ödeyip ödemediği, davacı adına düzenlenen dava konusu döneme ilişkin varsa trafik cezası tutanaklarının celbi, vergi kayıtlarına ilişkin işe başlama ve yoklama kayıtları celp edilerek, vergi ve odadaki kaydın gerçek bir çalışmaya ilişkin olup olmadığı; hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konularak, yine davacının af kanunları kapsamında geçmişe yönelik prim ödemeleri araştırılıp, sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre/süreler kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya konarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi