10. Hukuk Dairesi 2018/6967 E. , 2020/1254 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespitine istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı işveren vekili ve Fer’i Müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzimir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı işveren vekili ve Fer’i Müdahil Kurum vekilince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 04.08.2003 – 27.02.2015 tarihleri arasında aralıksız olarak geçen ve Kuruma hiç bildirilmeyen ve eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP: Davalı ... vekili, davalıya ait işyerinin bir incir işletmesi olup mevsimlik olarak faaliyette bulunduğunu, bu sebeple davacının aralıksız çalışma iddiasının doğru olmadığını, davada 506 sayılı Yasanın 79/10.maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir .
Fer"i Müdahil Kurum vekili, davada 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Yasanın 86/9 maddelerinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, 03.10.2009 tarihinden 31.01.2015 tarihine kadar aralıklı olarak davalı işyerinden çalışmalarının bildirildiğinin anlaşıldığını, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda "Davanın KABULÜ ile;
12699063174 T.C. Kimlik ve 3501200131887 s.s. numaralı davacı ...’ın; davalı işveren ...’a ait 1241351.35 sicil sayılı işyerinde;
- 04.08.2003 – 27.02.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 3845 gün çalıştığı,
- 310 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği,
-3535 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine," dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
HÜKÜM:
İzmir 1. İş Mahkemesi"nden verilen 21/06/2017 tarih, 2015/519 Esas ve 2017/244 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili ile fer"i müdahil SGK vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... vekili, davalıya ait işyerinin bir incir işletmesi olup mevsimlik olarak faaliyette bulunduğunu, bu sebeple davacının aralıksız çalışma iddiasının doğru olmadığını, davada 506 sayılı Yasanın 79/10.maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu belirterek temyizen kararın bozulmasını talep etmiştir .
Fer’i Müdahil Kurum avukatı temyiz dilekçesinde özetle, dinlenen tanıkların bordro tanıkları olmadıklarını, 5 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, fiili çalışma olgusunun ispatlanamıdığını, yeterince araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu, davanın ispat edilemediğinden reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dava dosyası incelendiğinde, davacının 04.08.2003 – 27.02.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 3845 gün çalıştığı, 310 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği,3535 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ise de ; 04.08.2003 – 03.10.2009 tarihleri arasındaki bordo tanıklarının tamamı belirlenerek davacının çalışıp çalışmadığı ,sezonluk çalışan işçilerden mi yoksa yıl boyu çalışan işçilerden olduğu sorulmalı, 03.10.2009 tarihinden itibaren eksik bildirilen günler ile ilgili kuruma işverence bildirimin yapılıp yapılmadığı hususunda dayanak belgelerin sigorta müdürlüğünden sorulması, işyerindeki kapasitenin sorularak ara vermeye ilişkin ilgili Maliye ve sigorta kurumuna bildirimin olup olmadığı sorulmalı, davalı işyerinin 25.05.2012 tarihinden öncesi ve sonrasına ilişkin Gıda Güvenlik Bilgi Sistemi kaydının olduğu ve İlçe Tarım Müdürlüğü ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İzmir il müdürlüğünce işyerinde yapılan denetime ilişkin raporların istenilmesi ve işyerinin kapasitesi ve çalışan işçi sayı ile karşılaştırılmasının yapılması, kayıtlar ile bildirilen sigortalı sayısının uyumlu olup olmadığı irdelenerek, dava konusu döneme ilişkin eksik bildirimin olup olmadığı belirlenmeli, bu sayede uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ve Fer"i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.