12. Hukuk Dairesi 2017/4377 E. , 2018/6150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine borçluların kat ihtarlarına itiraz ettiklerini, ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, icra emrindeki faiz oranının %27 olarak düzeltilmesine, bu yöne ilişkin talebin kabulüne, diğer taleplerin reddine, alınan 19.12.2016 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK."nun 150/ı maddesine göre, krediyi kullandıran taraf, borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter marifetiyle borçluya (krediyi kullanan tarafa), kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ettiği takdirde, icra müdürlüğünce borçluya icra emri gönderilir. Bunun için ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi şart değildir. Aynı maddeye göre, krediyi kullanan borçlu, noter aracılığı ile 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiğini ispat ettiği takdirde, hesap kat ihtarnamesinde talep edilen borç miktarına şikayet yoluyla karşı koyma hakkı kazanır. Bu durumda ise alacaklının, alacağını İİK.nun 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlaması gerekir.
Öte yandan, HGK. nun 02.05.2007 tarih ve 2007/12-24 Esas, 239 sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay İçtihatları ile alacaklı bankanın, nakdi kredi alacağının tahsili amacıyla usulüne uygun olarak başlattığı ipotekli takipte, gayrinakdi kredi bedellerinin depo edilmesini de isteyebileceği kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, 6101 sayılı Kanun"un 7. maddesine göre, 6098 sayılı TBK. nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır. Bununla birlikte 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK. nun 8/1. maddesinde, ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş olup, başkaca bir istisna getirilmemiştir.
Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanun hükmünde sözü edilen ilgili mevzuatın, 3095 sayılı Kanun hükümleri olduğunun ve 6102 sayılı TTK.nun 8. ve 9. maddeleri, ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan, ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK.nun 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
Somut olayda, hesap kat ihtarının borçlulara 26.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da yasal sekiz günlük süre içerisinde ...7. Noterliği"nin 28.11.2013 tarih 38533 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettikleri anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece borçluların ihtarnameye itirazlarının İİK"nun 150/ı maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 68/b maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi gerekir.
Her ne kadar mahkemece, İİK"nun 150/ı maddesi hükmüne uygun olarak aynı Kanunun 68/b. maddesine göre değerlendirme yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ise de, hükme esas alınan 19.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda akdi faiz ve temerrüt faizi oranları belirlenerek hesaplama yapılmadığı, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı görülmüştür.
O halde; mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmeleri ve ipotek akit tablolarına göre uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranları belirlenerek, bu oranlar üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.