3. Hukuk Dairesi 2017/6547 E. , 2019/4668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının kira sözleşmesi ile taşınmazı müşterek maliklerden kiraladığını, kendisinin ise kira sözleşmesine konu bağımsız bölümlerden zemin kat 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesini 12/12/2012 tarihinde eski paydaş ... "den satın almak sureti ile kira sözleşmesinin tarafı olduğunu, kira bedelinin %6,25’inin payına düştüğünü, davalının kira bedelini sözleşmede kararlaştırılmış olan artırımı yapmadan eksik ödediğini, davalının kiralananı tahliye ettiğini ihtarname ile bildirdiğini ve anahtarı noterliğe teslim ettiğini, buna dayanarak 2 aylık kira bedelinden de sorumlu olduğunu, buna göre kira farkı ile 2 aylık kira toplamı ve faizi için icra takibi yapıldığını, davalının iskanlı binalarda tıp merkezlerinin faaliyet gösterebileceğine dair düzenleme doğrultusunda taşınmazı iskana uygun hale getirmek yerine çok yakın başka bir binaya taşındıklarını, kiralananı projeye uygun hale getirmenin kiracının yükümlülüğünde olduğunu, davalıya borçları olmadığını, kira alacağının yanı sıra projeye uygun hale getirmeleri nedeniyle de kiracıdan ayrıca alacaklı olduklarını belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kira bedelinin 18.000 TL olduğunu, davacının 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesini devraldığını, ancak iskanlı binalarda tıp merkezi faaliyeti sürdürülebileceğinden kira sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiğini ve 05/10/2013 tarihine kadar davacının hissesine düşen aylık 1.125 TL"nin eksiksiz olarak ödendiğini, ödenen kira bedellerine itirazları olmadığını, taşınmazın kendisi tarafından projeye uygun hale getirilmesine ve çok miktarda masraf yapmasına rağmen maliklerin yapı kullanma izin belgesi almadığını, sözleşmenin özel şartlar 4. maddesinin
gereklerini yerine getirdiğini, bu nedenle haklı nedenle ve zorunlu olarak kira sözleşmesinin feshedildiğini, tahliyenin noter aracılığıyla bildirildiğini ve anahtarı almamaları üzerine anahtarların notere tevdi edildiğini, mecurda yaptığı masraflar, taşınma giderleri ve iş faaliyetlerinin sekteye uğraması nedeniyle zarara uğradığından takas definde bulunduğunu, zararın tazmininden de kiraya verenin hissesi oranında sorumlu olması gerektiğini belirtilerek haksız açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu aldırılarak davalının ödeme yaptığı dönemde kira bedellerini kira sözleşmesi doğrultusunda eksiksiz ödemesi dolayısıyla kira farkı alacağı bulunmadığı ancak 2013 yılı Ekim ve Kasım aylarına ait kira bedelinden sorumlu olduğu ve toplam 2.452,52 TL kira borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve hükmün ilk bendinde davacı lehine 2.250 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş ; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, davaya konu maddi olguların mahkemece ne şekilde nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar ve dolayısıyla maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntıları ile ortaya koyan, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan gerekçe bölümünün bulunmasına bağlıdır. Bütün mahkemelerin, her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını öngören Anayasanın 141/3. maddesi ile ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Gerekçe, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalıdır. HMK’nın 297. maddesi ile kapsamı belirtilen hükmün açık ve net olması , gerekçenin de anlaşılabilir, yeterli ve denetlenebilir olması gerekir. Gerekçe içerisinde ve gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili uygunsuzluklar bulunmamalıdır.
Somut olayda davacı tarafından ödenen kira bedellerinin eksik ödendiği iddiasıyla önceki döneme ait kira farkı alacağı ve ödenmeyen iki aylık kira alacağı talep edilmiş, mahkemece, gerekçe kısmında davacının davalı tarafça kira bedellerinin eksiksiz ödenmesi dolayısıyla kira farkı alacağı bulunmadığı belirtilmiş ve bu talebin reddine karar verilmiş; iki aylık kira alacağı bakımından ise bilirkişi tarafından artış uygulanarak bulunan kira bedeli esas alınarak 2452,52 TL kira bedelinden davalının sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Hüküm kısmında ise artış uygulanmaksızın önceki aylarda ödenen kira bedeli üzerinden iki aylık 2.250 TL kira alacağı üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.Gerekçede davalının eksiksiz ödeme yapması dolayısıyla kira farkından sorumlu olmayacağı belirtilmesine rağmen iki aylık kira alacağının artış uygulanan kira bedeli üzerinden ifade edilmesi, hükümde ise artış uygulanmaksızın kira bedeli esas alınarak hüküm kurulması ile hem gerekçe içinde hem de hüküm ile gerekçe arasında da çelişki yaratılmış, Yargıtay denetimine de elverişli olmayacak şekilde hüküm tesis edilmiştir.Mahkemece; gerekçe ile hükmün birbirine uyumlu olduğu, yeterli, açık, denetlenebilir bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmeyerek bozmayı gerektirmiş ve tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde her iki taraf bakımından karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.