Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/4492 Esas 2011/8483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4492
Karar No: 2011/8483

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/4492 Esas 2011/8483 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/4492 E.  ,  2011/8483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kartal 4. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 28/05/2010
    NUMARASI : 2010/45-2010/602

    Davacı vekili; iş sözleşmesinin  04/12/2009 tarihinde davalı tarafından haksız ve geçersiz bir şekilde sona erdirildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı işveren davacının işten çıkarılmadığını, iş sözleşmesinin 04/12/2009 ikale sözleşmesi imzalamak suretiyle davacının kendisinin iş akdini feshettiğini, İşe iade davası açma hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece ikale sözleşmesinde esas olan tarafların iradelerinin uyuşması olduğu, iş sözleşmesinin önce feshedilip sonra ikale sözleşmesi adı altında belge imzalatılması nedeniyle ikale sözleşmesinin geçersiz olduğundan feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının 4 aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
    İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
    Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde  çalıştığı  sırada 04.12.2009    günlü ikale  sözleşmesi  ile   brüt   29984,00 TL   kıdem  tazminatı,  brüt   6162,00  TL  ihbar tazminatı ve kıdem ve ihbar tazminatına ilaveten 4 aylık ücretine   karşılık  brüt: 8802,00  TL ödenmesi  karşılığında ikaleyi imzalandığı  ve davacının  ödenecek  haklar  karşılığında işgüvencesi hükümlerinden yararlanmayacağının kararlaştırıldığı  anlaşılmaktadır.
    Davacı  ikalenin sözleşmesinin matbu olarak  önceden hazırlandığını, davacıya sözleşmeyi okuma  fırsatı  verilmediğini, 4  aylık ücretine  karşılık  brüt 8802,00  TL   ödemenin  işveren tarafından  fesih  öncesi  verildiği iddia edilen ücret avanslarından mahsup  edildiğini,   sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmiştir.
    Davalı işveren ise yasal haklarına ilaveten    4  aylık ücretine  karşılık  brüt 8802,00 TL ödeme yapıldığını, hiçbir baskı altında kalmadan  sözleşmeyi imzaladığını belirterek davanın reddini  savunmuştur.
    Dosya içeriğinden bozma sözleşmesinde davacıya   yasal haklarına ilaveten ödenmesi kararlaştırılan 4  aylık ücreti  tutarında bir ek  ödeme  yapılıp yapılmadığı  anlaşılamamaktadır. Buna durumda   mahkemece ikale  sözleşmesinde  davacıya yasal haklarına ilaveten  ödenmesi  kararlaştırılan  4  aylık ücreti  tutarında bir   ödeme  yapılıp  yapılmadığı, ek ödemenin davacının avans borcuna mahsup edilip edilmediği kuşkuya  yer  vermeyecek  şekilde  açıklığa  kavuşturulmalı,  ikalede  kararlaştırılan  ek  ödemenin  yapıldığının  saptanması halinde davacının  ikale  imzalamada  makul yararın  bulunduğu  kabulü gerektiğinden davanın reddine karar verilmelidir. Böyle bir ödemenin  yapılmadığının tespiti  halinde ise  şimdiki  gibi karar  verilmelidir. Eksik  inceleme  ile yazılı  şekilde  karar verilmesi  hatalı olup  bozmayı  gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.