1. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1835 Karar No: 2019/4326 Karar Tarihi: 04.07.2019
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1835 Esas 2019/4326 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2019/1835 E. , 2019/4326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılardan ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babasının 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazını kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparak dava dışı yükleniciye satış suretiyle temlik ettiğini, yüklenicinin inşaatı bitirdikten sonra mirasbırakana isabet eden bağımsız bölümleri mirasbırakanın talimatıyla oğulları ... ve ... devrettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, işlemlerde muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin olarak verilen yerel mahkeme kararı Dairece yanılgılı nitelendirme ve araştırma eksikliğinden bozulmuş; mahkemenin önceki kararda direnmesi üzerine, direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca usulüne uygun direnme kararı oluşturulmadığından bahisle bozulmuş; mahkemece bu kez Daire bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2002 tarihli ve 2002/54 - 2002/28 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, yerel mahkemelerin direnme kararları bir davayı sona erdiren (niha-i) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı direnme doğrultusunda mahkemenin yazmasından ibarettir. Bu bakımdan direnme kararından dönme(rücu) mümkün değildir. Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardandır. Nitekim bu kurala yasa koyucu (HUMK. 381 ve 388. - HMK. 294 ve 297. maddeleriyle) hayatiyet kazandırmıştır. Gerçekten de, HUMK. 381 ve 388. - HMK. 294 ve 297. maddeleri emredici hükümlerden olup kamu düzeni amacı ile vaz edilmişlerdir. Bu maddeler hükmünce kararların alenen tefhim edilmesi gerekir. Davanın tamamen reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni bir hüküm kurulamaz. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı için hiçbir suretle üstün görülemez. Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunun 20.02.2013 tarihli 2013/1-145 - 2013/268 sayılı bozma kararı doğrultusunda direnme kararı yazılması gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan