Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1794
Karar No: 2011/8158

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1794 Esas 2011/8158 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı işveren, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının altı aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiştir. Mahkemenin kararının kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294, 297 ve 298. maddelerinin açık hükmüne uygun bir şekilde karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. ve 298. maddeleri: Kararların alenen tefhim edilmesi gerekir. Ayrıca, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz
22. Hukuk Dairesi         2011/1794 E.  ,  2011/8158 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ            : Kartal 3. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 22/03/2010
    NUMARASI : 2009/582-2010/185

    Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı işveren, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının altı aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    İşin esasının incelenmesine geçilmeden önce, davaya konu kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı hususu öncelikle irdelenmelidir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; mahkemece davada verilen davanın kabulüne ilişkin kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan (Niha-i) son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur.
    Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı kısa karar doğrultusunda ve kanuni gerekçeleriyle birlikte mahkemenin yazmasından ibarettir. Artık bu karardan dönme (Rücu) olanaklı olmadığı gibi, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
    Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması Kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala Yasa Koyucu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 294. ve 298. maddeleriyle varlık kazandırmıştır.
    Gerçekten de HMK"nun 294. ve 298. maddeleri kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerdendir. Bu maddeler hükmünce kararların alenen tefhim edilmesi gerekir. Yine Anayasamızın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında;”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Hükmüne yer verilmiştir.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Aynı kural HMK"nun 294. maddesinde de tekrarlanmış; HMK"nun 297. maddesinde ise “kararın tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.”   HMK"nun 298/2 maddesinde"de “gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edilikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda mahkemece davanın kısa kararında davacı işçinin çalıştırılmadığı süre için talep edilen ücret haklarının belirlenmesi tazminatı hakkında, olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış iken, gerekçeli kararda, “kararın kesinleşmesine kadar geçecek süreye ait ücret ve  sosyal hakların en fazla dört aylık ücret ve sosyal haklar olarak tespitine” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
    Bu durumda kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
    Hal böyle olunca, mahkemece HMK"nun 294, 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi