10. Hukuk Dairesi 2018/7298 E. , 2020/1247 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı kurum; 12.07.2011 tarihli iş kazasında sürekli işgöremez duruma giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ve ödenen geçici işgöremezlik ödemeleri nedeniyle oluşan kurum zararının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili; kendilerine atfedilecek bir kusur bulunmadığı, tüm kusurun kazalı işçide olduğu gerekçeleriyle davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
%33 Sürekli İşgöremezlik Derecesi ve %60 işveren kusuru üzerinden
"Davanın kabulüne,
64.550,53 TL sürekli iş göremezlik gelirinin onay tarihi olan 29/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2.128,53 TL geçici iş göremezlik ödemesinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Gerçek zarar tavan hesabının rücu tazminatına özgü ölçütlere uygun yapılmamasına rağmen bu hususun açık istinaf sebebi yapılmaması, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
”Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, işverenin %100 kusurlu olduğu,
Davalı vekili; işçinin açtığı tazminat davasında hükmedilerek ödenecek tazminat miktarının bu davadaki miktardan mahsubunun gerektiği, kusur raporunda işçiye eğitim verilmediği yönündeki tespitin yerinde olmadığı, işçiye gerekli eğitimlerin ve teçhizatın verildiği, buna dair bilgi ve belgelerin dosyaya sunulduğu, kazanın işverenin bilgisi dışında yapılan bir iş sebebiyle meydana geldiği, işverenin kazanın meydana geldiği pompa istasyonundaki arızanın giderilmesi yönünde bir emir ve talimatının bulunmadığı, işçiye verilen %40 kusurun az olup daha fazla kusurlu olması gerektiği sebep ve gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1- Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 21. maddesidir. Anılan maddede yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Meydana gelen iş kazası sonucu kazalı işçinin %33 oranında sürekli iş göremez olduğu rapor edilmişse de mahkemece gerçek zarar hesabı yaptırılmış, ancak meslekte kazanma güç kaybı oranının % 60’ın altında kaldığı durumlarda, sigortalının işgöremezlik oranına bağlı olarak emsallerine göre daha fazla çaba harcamak suretiyle de olsa, çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunduğundan, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılmasına olanak bulunmadığı gözetilmeden pasif dönem hesabı da yapılmak suretiyle hesaplanan miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Kurum Müfettişi ... tarafından düzenlenen 26.06.2015 tarihli İnceleme Raporunun 3.2.İşyeri Kayıt ve Belgelerinden Tespit Edilen Hususlar kısmının 4. paragrafında “Elektrik ustası ... adına düzenlendiği ve Bölge Müdür Yardımcısı ... tarafından imzalandığı görülen 13.07.2011 tarih 271346 sayılı yazı eki İş Kazası Bildirim Tutanağının elden kuruma verildiği hususunda bilgi notunun bulunduğu, evrakın aslı gibidir ibareli onaylı suretinde kazalının hafif yaralı olduğu hususunda kuruma bildirimde bulunulduğu, hususları anlaşılmıştır” şeklindeki tespiti bulunmasına rağmen, raporun 5. sonuç ve kanaat kısmının 5. 1. 4. bendinde “Kaza olayını süresinde kuruma bildirmediği anlaşılan işveren hakkında, 5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi 2 nci fıkrasının tatbik edilmesi gerektiği” şeklinde kendi içinde çelişkili ifade ve tespitler bulunduğu, bu gerekçeyle de ilk derece mahkemesince, kazalıya ödenen geçici işgöremezlik ödeneklerinin, davalının kusur karşılığı değil tamamına hükmedildiği anlaşılmakla; kurumdan sorulmak suretiyle kazanın kuruma bildirilmesi yönündeki çelişki giderilip, geçici işgöremezlik ödeneği yönünden sorumluluk tutarı belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.