1. Hukuk Dairesi 2018/3274 E. , 2019/4320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece iddianın sabit olduğu greekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusu HMK"nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ... ... ile dava dışı ...’ın paydaşı oldukları 36.106 m2’lik 366 ada 58 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanlarından intikalen gelen ½ payının 11.02.2002 tarihinde dava dışı bir kişiye, onun tarafından da 14.05.2003 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, yapılan araştırmada ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/322 Esas, 2010/126 Karar sayılı 03.05.2010 tarihli kesinleşen ilamının infazı neticesinde yine mirasbırakanları ... ... ile dava dışı ...’a ait 17.968 m2 ‘lik 366 ada 55 parsel sayılı taşınmazın gerçekte çekişme konusu 58 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kaldığı gerekçesiyle tapusunun iptal edilip, 58 parsel sayılı taşınmazın toplam 54.074m2 olarak tapuya kaydedildiğini, böylelikle davalının taşınmazda fazladan 8.984 m2 alana sahip olduğunu ileri sürerek taşınmazın 8.984 m2’lik kısmının iptali ile adlarına tescilini, mümkün olmazsa şimdilik 10.000,00 TL tazminatın tahsilini istemişlerdir.
Davalı, zamanaşımı defiyle birlikte davanın ara malike yöneltilmesi gerektiğini, satış sözleşmesiyle birlikte hasar ve yararın alıcıya geçtiğinden taşınmazda meydana gelebilecek menfaatlerde davacıların hak talep edemeyeceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazdaki davalının ½ payına karşılık 27.037 m²’den 8.984 m²"lik kısmın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusu HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 366 ada 58 parsel sayılı taşınmazın (36.106m2, zeytinli tarla) kadastro tespiti neticesinde dava dışı Halil Mehmet Kahyaoğlu adına tescil edildiği, davacıların mirasbırakanı ... ... ile dava dışı ...’ın taşınmazı 1/2’şer oranda satış suretiyle temlik aldıkları, taşınmazın kayıt maliklerinin ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, davacıların mirasbırakanları ...’ten intikalen gelen ½ payın tamamını 11.02.2002 tarihinde dava dışı ...’a satış suretiyle temlik ettikleri, ...’ın da temlik aldığı payı 14.05.2003 tarihinde davalı ... Konut Yapı Kooperatifine devrettiği kayden sabittir. 366 ada 55 parsel sayılı taşınmazın (17.968 m2, ağacı havi zeytinli tarla) 31.05.1951 tarihinde kadastro sonucu dava dışı ...adına kaydolduğu, tespit maliki ile ...ve ... arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/863 Esas, 1957/1205 Karar sayılı 23.12.1957 tarihli ilamıyla, 366 ada 58 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kaldığı, ...adına yapılan tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle 366 ada 55 parsel sayılı taşınmazın kaydının iptaline karar verildiği, kararın kesinleştiği ancak hüküm tapuda infaz edilmediğinden 55 parsel sayılı taşınmazın kayıt malikinin ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar tarafından 19.06.2003 tarihinde dava dışı Ramazan’a satışla devredildiği, taşınmaz bir kaç kez el değiştirdikten sonra son kayıt maliki dava dışı ... adına tescil edildiği görülmektedir. ... ile eldeki davada davalı ... Konut Yapı Kooperatifi tarafından ... aleyhine açılan ve derecattan geçerek 18.01.2012 tarihinde kesinleşen yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/322 Esas, 2010/126 Karar sayılı 03.05.2010 tarihli ilamıyla, 55 parselin 58 kapsamından tesis edildiği ve yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle ... adına olan tapunun iptaline karar verildiği, hükmün infazı sonucu 27.12.2013 tarihinde 55 parselin sicilden terkin edildiği, 58 parselin ise yüzölçümünün 54.074 m2 olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 705. maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. 58 parsel kapsamında kaldığı belirlenen ve kaydı iptal edilerek kapatılan 55 parselin TMK."nın 705. maddesi gereğince tescilsiz kazanımının gerçekleştiğinde şüphe yoktur. 58 parsel sayılı taşınmazda sahip oldukları 1/2 payı temlik eden davacıların mülkiyet hakkı bulunmamaktadır.
Somut olayda; dava konusu 58 parsel ile kaydı iptal edilen 55 parsel sayılı taşınmazlar çap komşusu olup tedahül meydana geldiği ve kesinleşen 1957/863 Esas sayılı mahkeme hükmü ile 55 parselin kaydının iptal edildiği, davacıların mirasbırakanı ..."in de 08.09.1953 tarihinde 1/2 payını satın aldığı 58 parsel sayılı taşınmaza ilişkin söz konusu davada müdahil sıfatıyla yer aldığı ancak, iptal hükmüyle tapuda herhangi bir işlem yapılmadığı hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Öte yandan mirasbırakanları ..."in ölümü ile kendilerine intikal eden 1/2 pay davacılar tarafından 2002 yılında dava dışı ..."a satış yolu ile devredilmiş, davalı Kooperatifte bu kişiden temlik aldıktan sonra diğer paydaş
... ile birlikte kaydı iptal edilen 55 parselin 58 parsele dahil edilmesini sağlayan 2009/322 Esas sayılı davayı açmış, kesinleşen mahkeme hükmü üzerine 58 parselin yüzölçüm miktarına, iptal edilen 55 parselin yüzölçüm miktarı eklenmiştir.
Paylı mülkiyeti düzenleyen TMK"nın 688. maddesinde; "Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır, paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur, pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklıları tarafından haczettirilebilir. " hükmü yer almaktadır.
Bu açıklamalara göre taşınmazda 1/2 paydaş iken, sahip oldukları bu payı dava dışı kişiye temlik eden davacıların, taşınmaz miktarında hükmen meydana gelen artıştan dolayı bayii dahi olmadıkları davalıdan herhangi bir talepte bulunmaları mümkün değildir. Kaydı iptal edilen 55 parselin infaz edilmeyen ilk hükmünde davacıların mirasbırakanları ..."in taraf olduğu ve hüküm tarihinde adına 1/2 pay bulunduğu, ayrıca iptal edilen 55 parselin kapsadığı alanın 58 parselle bir bütün halinde kullanıldığı gözetildiğinde, davacıların temlik ettikleri payın kapsamını bilen ve bilmesi gereken konumunda oldukları hususunda da tartışma yoktur.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.Başkan
Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, maliki bulunduğu 36.106M2 lik taşınmazdaki ½ paylarını sattıklarını, daha sonra açılan dava ile 55 parsel sayılı taşınmazın da maliki oldukları 58 parsele dahil olduğunun anlaşıldığını, ancak sonradan eklenen miktarın da davalı adına tescil edildiğini, satılan taşınmaz 36.106 m2 iken davalı adına olan taşınmazın nihayetinde 54.074 m2 olduğunu, eklenen bu kısmın ½ hissesinin kendilerine ait olup satılmadığını o nedenle bu miktara yönelik tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda çıkan uyuşmazlık, davacıların sonradan mahkeme kararı ile 58 parsele eklenen kısmın gerçekte davacılar tarafından davalının bayiine satılıp satılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacıların murisinin maliki olduğu 58 parseldeki ½ payını satığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Ne var ki satış esnasında taşınmazın yüzölçümü 36.106M2 dir. Taraflar arasında satış işlemi yapılırken iradeler bu miktar taşınmazın satışı hususunda uyuşmuştur. Davalı satın aldığı taşınmazı n miktarını bilmektedir. Sonradan mahkeme kararı ile 58 parsele dahil edilen kısmın da satıldığının kabulü mümkün değildir. Taşınmazın 54.074 m2 olarak fiilen kullanılıyor olması bu taşınmazın tamamının satıldığı anlamına gelmez. Aksinin kabulü, bitişik nizam olup fiilen birlikte kullanılan taşınmazlardan birinin tapuda satışı halinde fiilen birlikte kullanılan taşınmazın dahi satıldığı sonucunu doğurur ki bunun kabulü mümkün değildir.
Paylı mülkiyette payını satan paydaşın payı, bir şekilde sonradan artmışsa, artan bu kısmın dahi satıldığının kabulü mümkün değildir. Zira satış işlemi yapıldığı esnada taşınmazın miktarı bellidir ve bedeli buna göre belirlenecektir.
Açıklanan bu nedenlerle ve yerel mahkeme ile Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeleriyle kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.