15. Hukuk Dairesi 2014/2810 E. , 2015/1250 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalat nedeniyle doğan tazminat alacağının tahsili için yürütülen icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Davacı vekili, davalı yüklenici şirket ile müvekkilinin 30.03.2012 tarihli sözleşme imzaladıklarını, davalı yüklenicinin davacı sitenin bahçesinin sulama sistemi için 20"şer tonluk 2 adet su deposu ve dalgıç pompa sistemi kurulum işlerini yapmayı üstlendiğini, iş bedeli olan 10.000,00 TL"nin ödendiğini, yapılan işlerin ayıplı olduğunu ve deponun su sızdırdığını, ayıplı işlerin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/128 D. iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, istenilen sistemin oluşturulabilmesi için gereken 8.150,00 TL bedelin tahsili amacıyla İcra Müdürlüğü"nün 2012/15308 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 40 "den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici vekili ise; davacı ile sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin imalatı yaptığını ve çalışır vaziyette 08.06.2012 tarihinde teslim ettiğini, müvekkilinin kusurlu olmadığını ve ayıplardan sorumlu tutulamayacağını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı taşeron şirket vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
İcra Müdürlüğü"nün 2012/15308 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı iş sahibi tarafından borçlu davalı yüklenici aleyhine 7.500,00 TL asıl alacak 1.674,00 TL diğer alacak kalemleri olmak üzere 8.674,00 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 12.12.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 18.12.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davalı taraf aşamalardaki dilekçelerde ve beyanlarında açıkça keşif deliline dayanmış ve davacı tarafından Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/128 D. iş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitine açıkça itiraz edilmesine rağmen, mahallinde keşif yapılmaksızın davalının yokluğunda yapılan delil tespitine dayanılarak hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK"nın “Hukukî Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini, duruşmaları takip etme hakkını ve bu arada ileri sürdüğü delillerin toplanmasının ve bu delillerin hukuk kuralları içerisinde değerlendirilmesini kapsar.
Somut olayda davalı tarafın aşamalardaki dilekçelerde ve beyanlarında açıkça keşif deliline dayanmış ve davacı tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/128 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitine açıkça itiraz etmesine rağmen, mahallinde keşif yapılmaksızın davalının yokluğunda yapılan delil tespiti dayanak alınarak hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki 6100 sayılı HMK nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkını ihlal niteliğinde değerlendirilmiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK"nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişi yada bilirkişiler kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle, ayıplı olduğu savunulan imalatlar üzerinde inceleme yapılmak, mahkemenin ve Yargıtay"ın denetimine elverişle rapor almak, taraf itirazları olursa bu itirazları karşılamak, bu çerçevede imalatların ayıp derecesini ve sebeplerini belirlemek ve ayıpların ortaya çıktığı tarih gözetilerek varsa zararın hesaplanması ve buna göre tüm bu değerlendirmeler ışığında karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.