
Esas No: 2011/4057
Karar No: 2011/7134
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/4057 Esas 2011/7134 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2010
NUMARASI : 2009/288-2010/168
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini, işverence işe başlatılmaması durumunda tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı işveren ekonomik krizden etkilenmesinden dolayı davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ekonomik kriz neden gösterilerek davacının işten çıkartıldığı, işyerinde kalan personelin hangi kriterlerden dolayı kaldığı, çıkartılan işçilerin hangi kriterler nedeni ile işten çıkartıldığının belirtilmediği, davalı işverenin fesih nedeninin yeterli ve inandırıcı bulunmadığı, ekonomik krizin tüm sektörleri etkilemesine rağmen çalışan işçilerin işten çıkarma nedenlerinin hakkaniyete uygun somut delillerle desteklenen nedenler olması gerektiğinden davalının işten çıkarma nedenini ispatlayamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacının iş sözleşmesinin işverence işyeri gerekleri ve ekonomik krizden olumsuz etkilenmesinden dolayı feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece fesih sebeplerinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
İşyeri gerekleri ve ekonomik nedenlere dayalı geçerli sebeple fesihlerde öncelikle fesih için sebep gösterilen işyeri gereklerinin ve ekonomik nedenlerden olumsuz etkilenme bulunup bulunmadığının ve feshin de bunun sonucu olup olmadığının başka bir anlatım ile işyeri gereklerinin ve ekonomik nedenlerle fesih işlemi arasında neden-sonuç ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekir. Davalı işveren bu konuda tanık bildirmiş ve bir takım yazılı deliller sunmuş ayrıca keşif deliline de dayanmıştır. Mahkemece davalı delilleri toplanmadan sadece davacı iddiasına değer verilerek sonuca gidilmesi hatalıdır. Öte
yandan dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının davalı şirketin yurtdışındaki işyerinde Moskova ofisinde şube müdürü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu 18/son fıkrası hükmüne göre işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili hakkında iş güvencesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu yön mahkemece re’sen göz önünde tutulması gerekir. Bu nedenle yurtdışında Şube müdürü olarak çalışan davacının işveren vekili olup olmadığı yönünde herhangi bir inceleme yapılmamış olması da isabetli görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle 4857 sayılı İş Kanunu 17. maddesindeki düzenlemeye göre davacının işveren vekili olup olmadığı araştırılıp tespit edilmelidir. İşveren vekili olduğunun tesbiti halinde yasanın yukarıda belirtilen hükmüne göre işveren vekili hakkında iş güvencesi hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından başka bir yön araştırılmadan dava reddedilmeli aksi takdirde davalının fesih gerekçesine yönelik olarak gösterdiği tüm deliller toplanmalı ve gerekli görüldüğü takdirde davalı işveren şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi marifeti ile keşif ve inceleme yapılmalıdır. Bu suretle toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. Mahkemece tüm bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.