Zimmet - irtikap - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/872 Esas 2017/1809 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/872
Karar No: 2017/1809
Karar Tarihi: 02.05.2017

Zimmet - irtikap - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/872 Esas 2017/1809 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, YEDAŞ İşletme şefliğinde tahsilat memuru olarak görev yaparken, fatura ödemesi yapan abonelere tahsilat makbuzu yerine tahakkuk makbuzu düzenleyip üzerine tahsil ediyor ve bir kısmında yapılan tahsilatı daha sonra iptal ederek aboneler tarafından yatırılan parayı mal ediniyor. Ayrıca yanlışlıkla bir abonenin borcuna mahsuben yatırılan 250 TL'yi de mal ediniyor. Mahkemede zimmet suçundan mahkumiyet alırken, irtikap suçundan beraat ediyor. Ancak mahkemenin hükmünde eksiklikler olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuluyor. TCK'nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtiliyor.
Kanun Maddeleri: 5237 Sayılı Yasanın 53/1-a ve 53/5. maddeleri, TCK'nın 53. maddesi, 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'nın 321. ve 102. maddeleri, 5271 Sayılı CMK'nın 102. maddesi.
5. Ceza Dairesi         2017/872 E.  ,  2017/1809 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Zimmet, irtikap
    HÜKÜM : Zimmet suçundan mahkumiyet, irtikap suçundan beraat

    Mahalli mahkemece verilen hükümlerin temyiz edilmesi ve incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine 19/04/2017 ... saat 13.30"a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kağıdı gönderildiği, yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği ve ayrıca bir talepte de bulunulmadığı anlaşılmakla Yargıtay C.Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    ... YEDAŞ İşletme şefliğinde tahsilat memuru olarak görev yapan sanığın, fatura ödemesi yapan abonelerin bir kısmına tahsilat makbuzu yerine tahakkuk makbuzu düzenleyip üzerine tahsil edildiğine dair kaşe vurup, sistemden sayaç endeks bilgisini güncelleyip abonelere tahakkuk makbuzunu vererek, bir kısmında ise yapılan tahsilat işlemini daha sonra iptal edip sayaç endeks güncellemesi yapmak suretiyle aboneler tarafından yatırılan parayı mal edinmesi ve keza elektrik borcu bulunan ve bunu ödemek isteyen ..."dan aldığı 250 TL"yi ... isimli abonenin otomatik ödeme talimatı üzerine yanlışlıkla ..."ın borcuna mahsuben yatırıldığını görmesi sebebiyle bu parayı da mal edinmesi eylemlerinin kül halinde nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden, bu eyleminin iddianamede belirtildiği şekilde irtikap olarak değerlendirilmesi ve unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle ayrıca beraat kararı verilmesi,
    İddianame ve hükme esas alınan 30/05/2011 günlü raporda 22.708,29 TL, 05/01/2012 günlü ek raporda ise buna ilaveten 28.440,32 TL zimmet miktarı tesbit edildiği halde, hükme 30/05/2011 günlü raporun esas alınması, ek raporla belirlenen 28.440,32 TL ve beraat hükmüne konu 250,00 TL"nin de eklenmesi suretiyle toplam 51.398,61 TL"nin sanığın uhdesinde kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay Ceza Kurulunun 18/09/2012 gün ve 2012/1-941-1780 sayılı ve 12/04/2011 gün ve 51-42 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere temyiz aşamasında geçen sürenin CMK"nın 102. maddesinde yazılı azami tutukluluk süresinin hesabında dikkate alınmayacağı, 5271 sayılı CMK"nın 102. maddesinde öngörülen tutuklama sürelerindeki sınırların da aşılmadığı anlaşılmış olup sürdürülen tutuklama tedbirinin orantılı bulunması ve tutuklama tarihine göre sanığın tahliye isteminin REDDİNE, 02/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.