![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2022/3878
Karar No: 2022/6078
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3878 Esas 2022/6078 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Tarım Bağkur sigortalılık süresinin tespiti istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davayı kısmen kabul etmiştir. Davalı kurum vekili istinaf başvurusu yapmıştır ve bu başvuru esastan reddedilmiştir. Temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi raporu ve dosyadaki kağıtları okuduktan sonra, hukuki düzenlemelere uygun olarak davaya dışarıdan bir kişinin iştirak etmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle davaya dışarıdan bir kişinin dahil edilmesi ve bu kişinin göstereceği delillerin de gözetilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinin yazılı şekilde hüküm vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı lehine bozulmuştur.
İlgili kanun maddeleri:
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi
- 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi
- HMK'nın 124. maddesi
- HMK'nın 373/1. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :... 2. İş Mahkemesi
Dava, Tarım Bağkur sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, komisyoncuya sattığı ürünler sebebiyle düzenlenen, 1999 yılı Mart ayı ... numaralı ve 14.04.2003 tarih ... nolu faturalarda sehven ... olarak yazılan kesinti tutarlarının kendisine ait olduğunun tespitine, Bağ-Kur sigortalılığının 31/12/1999 tarihi itibari ile terkinine, 01/01/1999 - 31/12/1999 ile 01/05/2003 - 14/06/2006 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ve aidiyete ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olay bakımından, davacının talebinin, niteliği itibarıyla aidiyet uyuşmazlığı olması, verilecek hükmün davaya konu tevkifatta ismi yazılı olan (aynı ismi taşıyan 1980 yılında vefat eden ve 2012 yılında doğan kişiler dışındaki) ve dava sırasında alınan beyanlardan davacının amcasının oğlu olduğu belirtilen dava dışı ...’ın da hak ilanını ilgilendireceğinden, H.M.K m. 124 gereğince dava dışı ...’a usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltilerek, davaya katılımı sağlanmalıdır. Bu sebeple açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; H.M.K’nın 124. maddesi gereğince adı geçene husumetin yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, duruşma günü tebliğ edilip, anılan kişinin davaya iştiraki sağlanmalı ve bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.