15. Hukuk Dairesi 2015/375 E. , 2015/1233 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-k.davalı vekili Avukat .... ile davalı-k.davacılar vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve karşı dava, hakem kurulu kararının iptâli istemine ilişkin olup; mahkemece asıl ve karşı davanın reddine dair verilen karar davacı karşı davalı iş sahibi idare vekilince temyiz edilmiştir. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca, işin esasına yönelik temyiz gerekçeleri hakem kararının iptâli davasında dinlenemeyeceği gibi temyiz nedeni olarak da kabul edilemeyeceğinden, davacı karşı davalı iş sahibi idare vekilinin işin esasına yönelen temyiz nedenleri inceleme kapsamı dışında tutularak temyiz incelemesi yapılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 702 ile 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 388, 530 ve 534. maddeleri uyarınca yetkisiz ortak tarafından açılan davaya diğer ortaklarca muvafakat edildiğinden, tahkim yargılamasında aktif husumet sorununun aşılmış olmasına göre davacı karşı davalı iş sahibi idare vekilinin ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 15. maddesinde; davanın taraflarının tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının tarafların anlaşmayı tâbi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu, hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını, kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini, hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini, hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını, tahkim yargılamasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu, tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini, ispat etmesi veya mahkemece; hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı, kararın kamu düzenine aykırı olduğu tespit etmesi halinde hakem kararının iptâline karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 10/B maddesinde "Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, tek hakemli davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemli davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde hakem veya hakem kurulunca esas hakkında karar verilir. Tahkim süresi, tarafların anlaşmasıyla; anlaşamamaları halinde taraflardan birinin başvurusu üzerine asliye hukuk mahkemesince uzatılabilir. Başvurunun reddi halinde tahkim süresi sonunda yargılama sona erer. Mahkemenin kararı kesindir." hükmüne; taraflar arasında akdedilen 21.01.2002 tarihli sözleşmenin 1. kitap, 1. bölüm 24.7. maddesinde de “Dilekçelerin teati edilmesine müteakip hakem heyeti 60 gün içerisinde Ankara"da toplanacaktır. Bu ilk toplantıya iki tarafın avukatları ile teknik müşavirleri katılacaktır. Bu ilk toplantıyı takip eden 6 ay içerisinde hakem heyeti anlaşmazlık konusu hakkında son kararını vermiş olacaktır. Aksi takdirde bu süre dışında yapılan işlemler hükümsüz sayılacak ve uyuşmazlık Ankara Mahkemelerince çözümlenecektir. Ancak 6 aylık süre tarafların mutabakatıyla uzatılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı karşı davalı iş sahibi idarece, yüklenici konsorsiyumun hakem yargılaması sırasında hüküm altına alınmasını talep ettiği alacak kalemlerinden "Kaya Bulonu Deliği Delinmesi" ve "0-20 Metre Enjeksiyon Delikleri” işlerine ilişkin taleplerin daha önceden ...., ....ve ...."dan müteşekkil hakem kurulu nezdinde dava konusu yapıldığını, ancak tahkim süresi içinde karar verilememesi nedeniyle yargılamanın sonlandığını, bu nedenle sözleşmenin 24.7 maddesi uyarınca bu alacak kalemleri yönünden açılacak davalarda Ankara mahkemelerinin görevli olduğunu, hakem kurulunun bu alacak kalemleri nedeniyle karar verme konusunda görevli olmadığını, hakem kurulunca bu konu üzerinde durulmadan karar verilmiş olmasının ve hakem kararının iptâli davasında da bu konuya yönelik itirazlarının dinlenmemiş olmasının doğru olmadığı ifade edilmiştir.
..., ... ve ..."dan oluşan hakem kurulu nezdinde açılan davada, talep konusu edilen alacak kalemleri süresi içerisinde karar verilememiş olması nedeniyle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 24.7 ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 10/B maddesi hükümleri gereği artık tahkim yargılamasına konu edilebilecek talepler olmaktan çıkmıştır. Bu konularda karar verme görevi mahkemelere ait hâle gelmiştir. Bu durumda, bu talepler hakkında ikinci kez tahkim yargılaması yapan hakem kurulu 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 15. maddesinde gösterilen "hukuka aykırı olarak kendini yetkili sayma" ve "hakem sözleşmesinin dışında kalan bir konuda karar verme" hükümlerine ilişkin düzenlemelerini ihlal etmiş olacaktır. Ancak, mahkemece ilk hakem dosyası ile ikinci hakem dosyasında talep konusu edilen alacak kalemleri karşılaştırılmış değildir.
Mahkemece; ..., ... ve ..."dan müteşekkil hakem kurulu nezdinde açılan davada, dava konusu edilen alacak kalemlerinin bu davaya dayanak yapılan hakem dosyasında talep konusu edilen alacak kalemleri ile aynı olup olmadığı hususunda bir araştırma yapılmış değildir. Bu husustaki duraksama ancak konusunda uzman bilirkişiler tarafından yapılacak mukayeseli araştırma ile belirlenebileceğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler kurulu raporunu veren kurulda bulunan .... Üniversitesi .... Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri yüksek inşaat mühendisleri .... ve .... ile inşaat mühendisi ...."dan ek rapor alınmak suretiyle davalı karşı davacı iş sahibi idarenin aynı konuda ikinci kez hakeme başvurulduğuna ilişkin itirazının karşılanması, o davada talep konusu edilen işlerin bu davada da talep konusu edildiğinin tespiti halinde 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca hakem kararının bu kalem alacak istemine ilişkin verilen karar yönünden iptâline karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Diğer taraftan, 02.11.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihinde de yürürlükte bulunan 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 58. maddesi ile 10.12.2003 tarih ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanun"un eki (I) sayılı cetvelin 48 ve 51. sıraları ile anılan Kanun"un eki (II) sayılı cetvelin “Özel Bütçeli Diğer İdareler” bölümünün 19. sırasının yürürlükten kaldırılması ve anılan Kanun"un eki (II) sayılı cetvelin “Özel Bütçeli Diğer İdareler” bölümüne 42. sırada ..."nün eklenmesi ile iş sahibi ... özel bütçeli idareler kapsamına alındığından, iş sahibi idarenin 492 sayılı Harçlar Kanun"un 13/J maddesi hükmünden kaynaklanan yargı harçlarından muafiyetinin ortadan kalktığı gözetilerek harçlarla ilgili düzenleme kamu düzenine ilişkin olup re"sen dikkate alınması gerektiğinden iş sahibi idare aleyhine sonuçlanan davalarda idarenin harçlarla sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile iş sahibi idarenin harçtan muaf olduğu ifade edilerek, buna göre karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı iş sahibi idarenin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı karşı davacı iş sahibi idare yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL avukatlık vekâlet ücretinin davalı karşı davacılardan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettiren davacı karşı davalı ..."ne verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.