16. Ceza Dairesi 2020/13 E. , 2020/6866 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2018 tarih ve 2017/38 - 2018/17 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1-)Sanık ... hakkında:
Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan; 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/1, 53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3, 5. maddesi uyarınca mahkumiyete yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
-)Sanık ... hakkında:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; 3713 sayılı
Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3, 5. maddesi uyarınca mahkumiyete yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
3-)Sanıklar ..., ..., .. ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ayrı ayrı:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; 3713 sayılı
Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 62,
53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3, 5.
maddesi uyarınca mahkumiyete yapılan istinaf
başvurusunun esastan reddi
-)Sanık ... hakkında:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; 3713 sayılı
Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 221/4-son, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3, 5. maddesi uyarınca mahkumiyete yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Temyiz edenler : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve müdafileri
2-Sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ..., ... müdafileri.
3-Sanıklar ... ve ...,
4-Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı
sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin CMK’nın 280. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesince bozulmasına karar verilerek bu sanıklar yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, sanıklar ... ve ... hakkında ise CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümler yönünden bölge adliye mahkemesince istinaf incelemesi sonucu verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Bölge Adliye Mahkemesince sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hükmün, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği belirlenerek, tüm sanıklar yönünden yapılan incelemede;
Sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299. maddesi uyarınca takdiren; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafiileri ile sanıklar ... ve ...’in duruşmalı inceleme taleplerinin ise yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin 5271 sayılı CMK"nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince belirlenen cezanın 15 yıl hapis cezasına indirilmesi hukuka aykırı ise de; anılan uygulamanın sanık lehine olması ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından bu hususun açıkça temyiz nedeni yapılmaması karşısında, CMK"nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamış; sanık ... hakkındaki Bylock programının ayrıntılı kullanımını gösteren “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” getirilmeden karar verilmiş ise de, tüm dosya kapsamına göre sanığın örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığından bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ve müdafiileri ile sanık ... yönünden bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Silahlı terör örgütüne üye oldukları kabul edilen sanıklar hakkında ceza hükmü tesis edilirken atıf maddesi olarak 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafiileri ile sanık ... yönünden bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün “A,D,L,M,N” bentlerinin birinci fıkralarından “3713 sayılı TMK’nın 7/1. maddesi yollamasıyla” ibaresinin çıkarılarak sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
1-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümler ile ilgili olarak;
Sanıklar ... ve ... hakkındaki Bylock programının ayrıntılı kullanımını gösteren “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” getirilmeden karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamına göre sanıkların örgüt üyesi olduklarına dair kabulde isabetsizlik bulunmadığından bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanıkların kasta dayalı kusurlarının ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, sanıkların örgüt içindeki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin nitelik, süreklilik ve çeşitliliği gözetilerek işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde fazla ceza tayini,
b-)Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu kabul edilen sanıklar hakkında ceza hükmü tesis edilirken atıf maddesi olarak 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hüküm ile ilgili olarak;
a-)Dosya kapsamında dinlenen tanıkların ve etkin pişmanlıkta bulunarak ifade veren şüpheli ve sanıkların anlatım ve ifadelerinde sanığın örgütsel nitelikteki eylem ve faaliyetlerini yer ve zaman itibariyle belirtir şekilde bir açıklık bulunmaması, söz konusu ifade ve anlatımlarda Huzur Yurdunda ve ...’da yapılan sohbet ve toplantılara 2014 yılı başlarında son verildiğinin, sadece üst mütevelli heyeti ve büyük toplantılara devam edildiğinin bildirilmiş olmasına, dosyaya istinaf aşamasında ifadesi gelen Ömer Kazci’nin 04.05.2018 tarihli beyanında sanığın kendi sorumluluğunda değil de sanık ...’ün sorumluluğunda olduğunu, sohbetlere katıldığına ve himmet verdiğine dair bilgisinin bulunmadığını bildirmiş olmasına, sanığın da savunmasında silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden önce sohbetlere katıldığını ancak bu tarihten itibaren söz onusu yapı ile ilişkisini kestiğini, Bank Asya’daki katılım hesaplarını kendisinin tekstil işiyle uğraşması ve Aydınlı Firmasının Grup Bayisi olması sebebiyle alış-veriş gereği olarak yatırdığı paralardan ibaret olduğunu bildirmesi karşısında, sanığın örgütün kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel nitelikteki eylem ve faaliyetlerinin bulunup bulunmadığının tespiti ve yer ve zaman itibariyle somutlaştırılması açısından, dosya kapsamında ifade ve anlatımları bulunan şahısların yeniden ifadelerine başvurulup, ayrıca, sanığa ait Bank Asya kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda hesap açma işlemi bulunup bulunmadığı araştırılıp, örgütsel nitelikteki eylem ve faaliyetleri tespite çalışılarak, savunmasının aksi ispat edilememesi halinde ise TCK’nın 30.maddesinde yazılı hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da değerlendirilerek sonucuna göre suç kastının ve hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-)Kabul ve uygulamaya göre de;
aa-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, sanığın örgüt içindeki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin nitelik, süreklilik ve çeşitliliği gözetilerek işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayini,
bb-Silahlı terör örgütüne üye olduğu kabul edilen sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken atıf maddesi olarak 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.