Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2628
Karar No: 2022/6148
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2628 Esas 2022/6148 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/2628 E.  ,  2022/6148 K.

    "İçtihat Metni"

    ... adına Av. ... ile 1-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. ... 2-... Pac. San. Tic. A.Ş adına Av. ... aralarındaki dava hakkında ... Bam 10 Hukuk Dairesince verilen 19.07.2017 gün ve 2017/1607 E-2017/1036 K sayılı hükmün, 21. Hukuk Dairesinin 28.06.2018 gün 2017/5385 E -2018/5757 K sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası, ... Bam 10 Hukuk Dairesince verilen 21.09.2018 gün ve 2018/1458 E-2018/1411 K karar ile önceki kararında direnildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verilen 9.12.2021 gün ve 2019/(21)10-184 E-2021/1634 K sayılı kararı ile “.. işyerinde basım işi yapıldığı ve işyerinin 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin (II) numaralı bendi kapsamında itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek işyerlerinden olduğu sonucuna varıldığı ve direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğu, ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından davalılar vekillerinin bu yöndeki temyiz itirazlarının incelenmesi için...” dosyanın Dairemize gönderilmesi ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    Dava, işyerinin mülga 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinin II. bendinde yer alan basım işyeri niteliğindeki olduğu ve 19.10.2005-30.9.2008 tarihleri arası çalışmalarından dolayı itibari hizmet süresinden yararlanması gerektiğinin tespiti talebine ilişkin olup, Bam Dairesince, direnme kararı ile isteğin kabulüne karar verilmiş ve Hukuk Genel Kurulu’nca direnme yerinde görülerek işin esasının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
    İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle daha erken emekli olabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun’un Ek 5’inci maddesi:
    “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
    Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
    I-a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
    5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
    b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
    Basın müşavirlikleri
    II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
    Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
    a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
    b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
    c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
    d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
    e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
    f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerleri
    III - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.) Denizde Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
    IV - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
    1. Çelik, demir ve tunç döküm,
    (...)*, fabrika,
    2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
    3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
    4. Kaynak işlerinde çalışanlarda,
    Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” Düzenlemesini içermektedir.
    Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul sigortalının Basım ve gazetecilik iş yerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda ayrıca gerçekleşmesidir.
    506 sayılı Yasanın 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. Hizmet akdi, öğretide de kabul edildiği gibi iş görme, bağımlılık ve ücret unsurlarından oluşmaktadır. Burada söz konusu olan iş, ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her türlü çalışmayı ifade etmektedir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir.
    Öte yandan, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan red kararı o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
    Somut olayda; davacının, istem konusu 19.10.2005-28.2.2007 tarihleri arasında ... sicil nolu ... Hizmet ve Danışmanlık A.Ş nezdinde, 1.3.2007-30.9.2008 tarihleri arasında davalı işyeri nezdinde bildirimlerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, kabule konu dönemde taraf olmayanlar yönünden de karar verildiği bu bağlamda HMK 124. Maddesi kapsamında bildirim yapılan ... Hizmet ve Danışmanlık A.Ş işyeri davaya dâhil edilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Bu bağlamda, davacıya ... Hizmet ve Danışmanlık A.Ş işyerini davaya dâhil edilmek üzere süre verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra asıl işveren-alt işveren ilişkisi irdelenerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin hükmü bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi