8. Hukuk Dairesi 2009/5015 E. , 2010/2125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
... ile ... aralarındaki alacak davasının reddine dair Bursa 1. Aile Mahkemesinden verilen 12.05.2009 gün ve 694/453 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nin temyiz edenden alınmasına 27.04.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
Davacı, davalı kişiyle resmi memur huzurunda 31.03.2002 tarihinde evlendiğini, evlilik işlemi sırasında davaya konu olan mal paylaşım anlaşması senedinin düzenlenerek nikah memuruna verildiğini, tarafların kesinleşen mahkeme ilamı ile 16.04.2007 tarihinde boşandıklarını, şimdi ise TMK.nun 205.maddesi uyarınca düzenlenmiş olan mal paylaşım sözleşmesi gereğince fazlaya dayalı hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, tarafların Bursa 3.Aile Mahkemesinin kesinleşen ilamıyla boşandıklarını, mal rejimi sözleşmesinin boşanma davasında irdelendiğini, kendisinin 1917 doğumlu olduğunu, davacının ise 1971 doğumlu olduğunu, esasen davacının kendisine gerektiği gibi bakmadığını, gereken özeni göstermediğini, gayri ahlaki olarak kendisine ait bir kısım malları ele geçirdiğini, geriye kalan bazı hesapları boşaltmak üzereyken suçüstü yakalandığını açıklayarak davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davacının tutunduğu belgenin TMK.nun 202.maddesinde yer alan vasıfta bir mal rejimi sözleşmesi olmadığını ve Borçlar Kanununun 19 ve 20.maddesi hükümlerine göre de nikah akdi sırasında düzenlenen bu belgenin mahkemece batıl olduğu kanısına varılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından:
1-Bursa 3.Aile Mahkemesinin 09.02.2006 tarih, 2004/1044 Esas, 2006/77 Karar sayılı dosyası incelenmiştir. Davacısı: ... (şimdiki davanın davalısı), davalısı: Nazmiye Zeybel (eldeki davanın davacısı), davanın TMK.nun166/1.maddesi gereğince boşanma davası olduğu, dava tarihinin 14.07.2004 olduğu görülmüştür.Yapılan yargılamaları sonucunda mahalli mahkeme özetle, taraflar arasında yaklaşık 54 yaş farkı olduğunu, evlenme tarihi itibariyle taraflar arasında mal paylaşımı sözleşmesinin imzalandığını, bu iki unsur ele alındığında davacının bu evliliği kendisine bakılması amacıyla, davalının da bakım karşılığında kendisine bankadaki paranın % 50’si ve taşınmazların % 50 hissesinin verilmesini temin etmek amacıyla yaptıklarının anlaşıldığı, ancak, davalının müşterek haneyi terk ederek yükümlülüklerine uymadığı ve Türkiye Halk Bankası Bursa Merkez Şubesi’ndeki davacıya ait hesaptan para çekmek isterken banka personeli tarafından tutanak tutulduğu, dolayısıyla davalı eşin (Nazmiye Zeybel’in) kusurlu olduğu kanısına varılarak davanın kabulüne, tarafların TMK.nun166/1.maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, temyiz edilmekle Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 09.10.2006 tarih, 2006/6481 Esas, 2006/13329 Karar sayılı ilamıyla onandığı, karar düzeltme talebinin reddedildiği ve kararın 16.04.2007 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Boşanma davasına ait dosya içerisinde Bursa Adli Tıp Kurumu’ndan 13 Temmuz 2004 tarihinde alınan raporda, ...’in hukuki ehliyete haiz olduğu bildirilmiştir. Yine, aynı dosya içerisinde, Bursa Adli Tıp Kurumu’nun 23.02.2005 tarihli raporunda; ...’in hukuki ehliyete haiz olduğuna ilişkin ikinci bir rapor bulunmaktadır. Aynı dosya içerisinde ...’in evlenmesine engel olmadığına ilişkin başka bir doktor raporu da mevcuttur.
2-Derdest dava dosyasında, davanın esasını teşkil eden ve evlenme akdinin yapıldığı sırada düzenlenerek nikah memuruna teslim edilen “Mal paylaşım anlaşması” aslı yazışma yoluyla Bursa Valiliği, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğünün 18.01.2008 tarih ve 109-200 sayılı yazısı ekinde sözleşme aslının gönderildiği görülmüştür. Yapılan incelemede Bursa Merkez Hacıbaba Mahallesi, ada 115, parsel 43’deki 110/1520 paylı dairenin % 50’si, Bursa Mudanya Merkez Aydoğdu Mahallesi, ada 127, parsel 15’deki 20/432 paylı dairenin % 50’si ve Bursa Merkez Türkiye Halk Bankası Şubesindeki vadeli hesaptaki 40.000 TL’nin % 50’si ölüm ya da boşanma halinde her ne şart ve şekilde olursa olsun % 50 hissesi eş Nazmiye Zeybel (Nalbur’a) ait olacaktır. Tarih ve tarafların isim ve imzalarını içermektedir.
Taraflarla ilgili Yargıtay denetiminden geçen boşanma dosyasındaki gerekçe kısmında mal paylaşım sözleşmesinin evlenme tarihinde imzalandığı, ancak ...’in kendisine bakılması amacıyla bu senedi imzaladığı, Nazmiye Zeybel’in bakım görevini
yerine getirmediği…v.s. yazılmasına karşın; eldeki derdest dosyada mal rejimi sözleşmesinin TMK.nun 202.maddesi kapsamında belirtildiği şekilde olmadığı ve Borçlar Kanununun 19 ve 20.maddesi hükümlerine göre de batıl olduğu gerekçeleri yazılıdır. İki mahkemede aynı senet hakkında iki ayrı gerekçe yazılmıştır. Esasen, boşanma davasında karar TMK.nun 166/1.maddesine dayandırılmıştır. Bu durumda, boşanma dava dosyasında mal rejimi ile ilgili senedin bakım karşılığı verildiği şeklinde yorum yapılması hukuka aykırıdır. Esasen senedin kapsamında bakım koşuluyla düzenlendiğine ilişkin hiçbir kelime ve cümle yoktur. Boşanma dava dosyasında davacı ... hiçbir aşamada bu senedin kendisinden hata ve hile v.s. ile alındığını ileri sürmemiştir. Eldeki derdest dosyada da söz konusu senedin hata ve hile sonucu düzenlendiğine ilişkin bir beyan yoktur. Olsa bile boşanma davasının açıldığı 14 Temmuz 2004 tarihinden eldeki davanın açıldığı 12.07.2007 tarihine kadar bir yıllık hak düşürücü süresi geçmiştir. Öyle ise, ileri sürülse dahi böyle bir iddianın dinlenme olanağı kalmamıştır.
Tüm bunlardan ayrı olarak hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. Davalı ... nikah akdinin yapıldığı sırada nikah memuruna sunulan sözleşmenin imzalanması sırasında diğer tarafça yanıltıldığına ilişkin hiçbir bilgi ve belge ileri sürmemiştir. Kaldı ki ...’in hukuki ehliyete haiz olduğuna ilişkin doktor raporları az yukarıda açıklanmıştır. ... vekilleri tarafından Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusu sonucu yerel Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar vermiştir.
Hal böyle olunca, somut olayda Borçlar Kanununun 19 ve 20.maddelerine aykırı bir işlemin olduğundan söz etmek mümkün değildir. Buna karşın, davaya esas alınan sözleşme TMK.nun 205.maddesi uyarınca düzenlenmiş geçerli bir sözleşmedir. Mahkemece yapılacak iş: Davaya esas olan sözleşmenin irdelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu gerekçelerle ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıkladığım tüm bu gerekçelerle Dairenin Sayın çoğunluğunun onama yönünde tecelli eden görüşlerine katılmam mümkün olmamıştır. Belirttiğim nedenlerle mahalli mahkeme kararı bozulmalıdır kanaatindeyim. 27.04.2010