Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/6703
Karar No: 2022/1287
Karar Tarihi: 24.03.2022

Danıştay 3. Daire 2019/6703 Esas 2022/1287 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/6703 E.  ,  2022/1287 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/6703
    Karar No : 2022/1287

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU :... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, ... Madencilik ve Mermer İşletmeciliği Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket hakkındaki mal varlığı araştırmasının davacı adına ödeme emri düzenlenmesinden sonra yapıldığı anlaşıldığından, şirket nezdinde yürütülen takip işlemlerinin usulüne uygun olmadığı dolayısıyla kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle kesinleşmemiş kamu alacağının şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: Davacının ortağı olduğu asıl borçlu şirkete tebliğ edilen ödeme emrinin şirketin ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten sonra düzenlendiği, tüzel kişiliği sona eren şirket adına düzenlenen ödeme emrinin hukuken herhangi bir hüküm ifade etmediği, tüzel kişiliği sona ermeden şirket nezdinde usulüne uygun bir şekilde tahakkuk ettirilen kamu alacaklarının takibi amacıyla kanuni temsilci veya ortaklara tahsil zaman aşımı süresinde ödeme emri düzenlenebileceği, bu durumda asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun bir şekilde tarh ve tahakkuk ettirildiği anlaşılan kamu alacaklarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : ... Madencilik ve Mermer İşletmeciliği Sanayi Ticaret Limited Şirketi'ne tebliğ edilen ödeme emrinin şirketin ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten sonra düzenlendiği, tüzel kişiliği bulunmayan şirkete tarhiyat yapılamayacağı ve ödeme emri düzenlenemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil
    edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının ihbarname üzerinden tahakkuk eden vergi ve cezalara ilişkin olduğu, asıl borçlu ... Madencilik ve Mermer İşletmeciliği Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen söz konusu ihbarnamelerin 02/08/2013 tarihinde şirket müdürünün ikamet adresinde tebliğ edildiği, şirketin 03/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden silindiği anlaşılmaktadır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
    Kanun'un 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartiyle tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
    “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin 1.fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı; ikinci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı, 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak için, yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilan ile yapacağı belgelendirme işlemi olup amaç, ilgilinin yasal haklarını kullanabilmesine imkan tanımaktır. Bu nedenle, 2365 sayılı Kanun'la 3. fıkra eklenmeden önceki 94. madde düzenlemesinde, sadece dava açabilecek kişiler, adına tebligat yapılacak kişiler kapsamında sayılmıştır. Değişiklik öncesi 94. madde hükmü genel bir düzenleme gibi görünmekle beraber, muhatabın kendisine ya da onun adına dava açma konusunda yetkili ve görevli kimselere yer veren birinci fıkra hükmünün gerçek kişilere yönelik olduğu; ikinci fıkranın ise tüzel kişiler adına dava açabilecek dolayısıyla tebligat yapılabilecek kimseleri düzenlediği anlaşılmaktadır.
    Kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde, tebliğin kimlere yapılacağı, 2365 sayılı Kanun'la eklenen 3.fıkrada belirlenmiştir. Düzenleme; muhatabın bulunmaması halinde, ikametgah adresinde bulunanlara veya işyerinde bulunan memur ve müstahdemlere tebligat yapılacağı ancak, tebligat yapılacak kişinin on sekiz yaşından büyük görünmesi ve açık bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği şeklindedir.
    Madde; aile fertlerine tebliğ yapılması halinde, tebliğ muhatabının haberdar olma ihtimalinin, ilanen tebligata göre daha fazla olacağı gerekçesine dayandırılmış, Bütçe Plan Komisyonunda maddeye “veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.” ifadesi eklenmiş, böylece fıkra hem gerçek hem de tüzel kişiler için uygulanır duruma gelmiştir.
    “İkamet adresinde yapılacak tebliğ” ifadesi, 1. fıkranın da işaret ettiği gerçek kişilere tebligat yapılamaması halini düzenlemektedir. Tüzel kişiler yönünden ise “işyerinde”, “tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması”, “memur veya müstahdem” kriterlerinin esas alınması gerekmekte olup, düzenlemeden; tüzel kişilerle ilgili tebliğin, tüzel kişilerin temsilcilerinin ikamet adreslerinde yapılabileceği gibi bir sonuç çıkarılması mümkün değildir.
    Buna göre tüzel kişilerde asıl muhatap, yasal temsilcilerdir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde "işyerinde" bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde "orada hazır bulunan" "memur veya müstahdemlere" tebliğ yapılması, bu şekilde işyerinde tebligat mümkün olmaması halinde ise ilan yoluyla tebliğ yoluna gidilmelidir.
    İhbarname üzerinden tahakkuk eden vergi ve/veya cezaların tahsiline ilişkin uyuşmazlıklarda asıl borçlu şirkete ait kamu alacağının kanuni temsilciden aranılabilmesi için şirket nezdinde usulüne uygun şekilde ödeme emriye takip edilerek tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği açıktır. Bu durumda kanuni temsilciye düzenlenen ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emri olacaktır. Ancak ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona eren şirketlere ait kamu alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin hukuken herhangi bir hüküm ifade etmemesi nedeniyle doğrudan kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebilecektir. Bu durumda ise kanuni temsilci adına düzenlenen ödeme emrinin dayanağı, tüzel kişiliğinin sona ermesinden önce düzenlenmiş olması koşuluyla şirket adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnameleri olacaktır. Bu uyuşmazlıkların çözümü için de ödeme emri içeriği vergi ve cezaların usulüne uygun bir şekilde tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin ortaya konulması gerekmektedir.
    Buna göre ticaret sicilinden 03/01/2014 tarihinde silinerek tüzel kişiliği sona eren asıl borçlu şirkete bu tarihten sonra düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin hukuken herhangi bir hüküm ifade etmemesi nedeniyle dava konusu ödeme emrinin dayanağının şirket adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin olduğu uyuşmazlıkta, şirket tüzel kişiliği adına hukuki varlığı devam ederken düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin şirketin bilinen adreslerinden olmayan şirket müdürünün ikametgah adresinde tebliği 213 sayılı Kanun'da düzenlenen ve yukarıda açıklanan tebliğ hükümlerine aykırı olduğundan söz konusu kamu alacaklarının usulüne uygun biçimde kesinleşerek ödeme emriyle takibi aşamasına gelindiğinden söz edilemeyeceğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi