Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2038
Karar No: 2022/979
Karar Tarihi: 24.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2038 Esas 2022/979 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2038 E.  ,  2022/979 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2038
    Karar No : 2022/979

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ : Huk. Müş. Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Odası
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Daireleri Müşterek Heyetinin 17/11/2020 tarih ve E:2015/2736, K:2020/5020 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından, 12/05/2015 tarih ve 29353 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 9. fıkrasının, jeofizik mühendislerine yer verilmemek suretiyle eksik düzenlendiğinden bahisle iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Daireleri Müşterek Heyetinin 17/11/2020 tarih ve E:2015/2736, K:2020/5020 sayılı kararıyla;
    Üniversitelerarası Kurul Başkanlığından, jeofizik mühendisliğinin jeoloji mühendisliğinden farklılaştığı hususlar ile dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 9. fıkrasında yer alan "baraj, gölet gibi depolamalı tesislerde, içinde jeoloji ve inşaat mühendislerinin bulunduğu en az üç kişilik bir Komisyon marifeti ile temelin gövde inşasına başlanması için uygun olup olmadığının yerinde incelenmesi"nin yapılması işinin Jeoloji ve İnşaat Mühendisliğinin müfredatı ile uyumlu olup olmadığı, davacının iddiaları doğrultusunda jeofizik mühendisliğinin davaya konu hükümler kapsamında yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip olup olmadığı ve Yönetmeliğin 12. maddesinin 9. fıkrasında belirtilen "yerinde inceleme"de jeofizik mühendislerinin de yer almasının zorunluluk arz edip etmediği, sorularak bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği,
    Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının 26/08/2020 tarihli yanıtında; sonuç olarak, yapılaşma alanlarının yapı-zemin ilişkisinin incelenmesinde mesleki tutkuların dizginlenip bilimsellik safında kalınarak jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisliği-geoteknik araştırmalarının ayrı ayrı değil bir arada etkileşimli olmasının sağlanması ve son rapor aşamasında üç disiplini kapsayan bir kurumsallaşma etiği yaklaşımı ve doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılması, yönetmelikler oluşturulması ve uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır." görüşüne yer verildiği,
    Uyuşmazlıkta, dava konusu düzenleme üzerinde yukarıda belirtildiği şekilde yapılan kapsamlı inceleme sonucunda; Kurul kararında da vurgulandığı üzere, baraj, gölet gibi depolamalı tesislerde temelin gövde inşasına başlanmasının yerinde incelenmesi sürecinde jeoloji mühendisliği ve inşaat mühendisliği ile birlikte jeofizik mühendisliği uzmanlık alanına asli derecede ihtiyaç duyulacak çalışmalar yapılacağı gözetildiğinde dava konusu Yönetmelik hükmünde jeofizik mühendisliğine yer verilmemesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 9. fıkrasının "jeofizik mühendisleri"ne de yer verilmemesi nedeniyle iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu edilen Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 12. maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan "DSİ baraj, gölet gibi depolamalı tesislerde, içinde jeoloji ve inşaat mühendislerinin bulunduğu en az üç (3) kişilik bir komisyon marifeti ile temelin gövde inşasına başlanması için uygun olup olmadığını yerinde inceler ifadesinin, uygulamanın birebir yerinde tespitine ve gözlemci olarak değerlendirilmesine yönelik bir çalışmayı tanımladığı, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının dosyada yer alan açıklamalarından da anlaşılacağı üzere jeofizik mühendislerinin; arazide ve laboratuvar ortamında yapılan deney, ölçüm ve analizlere göre yer altına yönelik yorumlama ve değerlendirmede bulunduğu, jeofizik mühendisliği disiplininin zemin ve zemin altını değerlendirirken aletsel olarak çalışmaya ihtiyaç duyduğu, jeoloji mühendisliği disiplininin ise hem aletsel hem de baraj, gölet gibi depolamalı tesis yerlerinde bulunan kaya veya zemin birimlerin özellikleri ve niteliklerini gözlemsel olarak teknik açıdan değerlendirebildiği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında özel sektör tarafından tesis edilen HES projelerine ait kati proje onay aşamasından önce proje alanını ve yapı yerlerini içeren ve Kurumlarının Jeoteknik Etüt Şartnamesine uygun olarak hazırlanarak onaya sunulan jeoteknik etüt raporunun, jeoloji mühendisleri tarafından hazırlanarak jeoloji mühendisleri tarafından onaylandığı, sismik tehlike analiz raporunun ise jeofizik mühendisleri tarafından hazırlanarak jeofizik mühendisleri tarafından onaylandığı, uygulamaya esas temel kayasının tanımlanmasının sadece genel bir jeoloji bilgisi kapsamında olmadığı, lisans eğitiminden itibaren detaylı olarak Mineraloji, Petrografi, Sedimanter, Stratigrafi, Magmatik Petrografi, Hidrojeoloji vb. gibi ana dersleri alan jeoloji mühendisleri tarafından yapılması gereken bir çalışma olduğu, sıyırma kazıları sonrasında ortaya çıkan ana kayanın incelenerek tanımlanması sonrasında, üst yapıya sorun teşkil edebilecek jeolojik bir durumun (Süreksizlikler, alüvyon ve yamaç molozu gibi stabilite sorunu yaratabilecek birimlerin tespiti, araştırma sırasında tespit edilemeyen temelde sorun oluşturabilecek jeolojik birim ve yapılar v.b.) olup olmadığı hususlarının, ayrıca da temelin hidrojeolojik ve geçirimlilik durumlarının tespitinin sadece jeoloji mühendislerinin aldığı eğitim ve uzmanlık alanı kapsamında olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Davacı ... Mühendisleri Odası tarafından, 12/05/2015 tarih ve 29353 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 9. fıkrasında "jeofizik mühendisleri"ne de yer verilmesi gerektiği öne sürülerek anılan fıkranın eksik düzenleme nedeniyle iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    Dava konusu edilen Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'nin "DSİ'nin görev ve sorumlulukları" başlıklı 12. maddesinin dokuzuncu fıkrasında; "DSİ baraj, gölet gibi depolamalı tesislerde, içinde jeoloji ve inşaat mühendislerinin bulunduğu en az üç (3) kişilik bir Komisyon marifeti ile temelin gövde inşasına başlanması için uygun olup olmadığını yerinde inceler. DSİ, yatırımcı ve/veya yüklenicinin gövde inşaatına başlama konusundaki yazılı talebini en geç onbeş gün içerisinde gerekli incelemeleri yaparak sonuçlandırır. Uygun görülmeyen hususlar DSİ tarafından SYDF ve yatırımcıya yazılı olarak bildirilir. DSİ’nin onayı olmadan gövde inşaatına başlanılmaz." kuralına yer verilmiştir.
    6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun'un ek 6. maddesinin 1. fıkrasında, 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve su kullanım hakkı anlaşması çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek amacıyla yapılacak olan hidroelektrik tesislerinin baraj, regülatör, yükleme havuzu, tünel, kanal, borulu isale hattı gibi su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak baraj, gölet ve regülatör gibi su yapılarının inşasının inceleme ve denetiminin zorunlu olduğu, diğer su yapılarından sulama tesisi, isale hattı, kolektör, arıtma tesisi, taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi su yapılarının da denetim masrafları ilgililerine ait olmak üzere denetim hizmetinin DSİ tarafından yapılacağı veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılacağı, denetim masraflarının, denetlenen yatırımcı gerçek ve tüzel kişiler tarafından DSİ’ye ödeneceği; 8. fıkrasında, denetim işleriyle ilgili masrafların tahsiline dair usuller ile denetim yapacak personelin nitelikleri, denetleme usulleri ve diğer şartların, DSİ tarafından, bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınarak hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiş, anılan hükme dayanılarak 12/05/2015 tarih ve 29353 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği uygulamaya konulmuştur.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 6200 sayılı Kanunun ek 6. maddesinde; su yapılarının denetiminin DSİ tarafından veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce müşavirlik hizmeti satın almak yoluyla yaptırılabileceği kuralına yer verilirken, aynı maddede denetim yapacak personelin nitelikleri ile diğer şartların, DSİ tarafından belirlenmesi kurala bağlanmıştır.
    TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliği'nin "Kuruluş" başlıklı 4. maddesinde, "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununa uygun olarak kurulan, tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Jeofizik Mühendisleri Odası bu Yönetmelik hükümlerine bağlı olup, merkezi Ankara’dadır." hükmüne,
    Aynı Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 5. maddesinde, "Jeofizik Mühendisliği: Petrol, maden ve benzeri doğal kaynakların aranması, araştırılması, bulunması, rezerv özelliklerinin saptanması, içme ve kullanma amaçlı yeraltı ve yerüstü suları, jeotermal enerji, çevre ve çevre sorunları ve arkeolojik amaçlı araştırmalar ile her türlü mühendislik yapılarının yapı yeri ve güzergah seçimi, zemin ve temel etütleri, deprem, doğal afet ve benzeri konularında eğitim ve araştırma etkinliklerinin yürütüldüğü, fizik, matematik, bilgisayar, elektronik teknolojisine dayalı, dili matematik olan mühendislik dalını,
    Jeofizik mühendisliğinin uzmanlığı: Yerkürenin incelenen bölümüne ve olayına göre ya da belirli fiziksel özelliklerinden yola çıkılarak, sismoloji (deprembilim), yer içi fiziği, hidroloji, deniz jeofiziği, jeomanyetizma, aeronomi, meteoroloji, atmosfer fiziği, volkanoloji, yer içi kimyası, fiziksel oşinografi, jeofizik bilimi ve jeofizik mühendisliği ile ilgili araştırmalarını, ifade eder." düzenlemesine yer verilmiştir.
    TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Serbest Müşavirlik Mühendislik Hizmetleri Büro Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliğinin "Jeofizik Mühendisliği Uzmanlık Alanları " başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının "Mühendislik yapılarının zemin araştırmaları, kent planlamalarına esas yer seçimi, jeoteknik çalışmalar kapsamında jeofizik mühendisliği hizmet alanları/dalları" başlıklı (c) bendinin 17. alt bendinde, "yol, baraj, tünel yapımı, metro, kanalizasyon ve içme suyu şebeke yapımı ve benzeri kazı ve sökü işleri gerektiren çalışmalarda; zemin veya kayaçların sökülebilirliğinin/kazılabilirliğinin saptanması kapsamında sismik yöntemler kullanılarak yürütülecek jeofizik mühendisliği hizmetleri," jeofizik mühendisliği hizmet alanları arasında sayılmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davacı ... Mühendisleri Odası tarafından özetle; dava konusu Yönetmelik hükmünde, jeofizik mühendislerinin denetim yapacak meslek mensupları olduğunun belirtilmemesinin eksiklik olduğu iddiasına dayanılarak bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Müşterek Heyet tarafından ise; jeoloji mühendisliği ile jeofizik mühendisliğinin farklılaştığı hususların neler olduğu, maddelerde yer alan düzenlemelerin jeoloji mühendisliği müfredatı ile uyumlu olup olmadığı ve jeofizik mühendislerinin dava konusu düzenleme noktasında yeterli uzmanlığa sahip olup olmadığının Üniversitelerarası Kurul Başkanlığından sorulduğu ve Kurulun bütüncül bir yaklaşımla; "... yapılaşma alanlarının yapı-zemin ilişkisinin incelenmesinde mesleki tutkuların dizginlenip bilimsellik safında kalınarak jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisliği-geoteknik araştırmalarının ayrı ayrı değil bir arada etkileşimli olmasının sağlanması ve son rapor aşamasında üç disiplini kapsayan bir kurumsallaşma etiği yaklaşımı ve doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılması, yönetmelikler oluşturulması ve uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır." şeklindeki görüşü üzerine de dava konusu düzenleme bakımından eksik düzenleme bulunduğu gerekçesiyle iptal kararı verildiği görülmektedir.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 6200 sayılı Kanun'un Ek 6. maddesinde; su yapılarının denetiminin DSİ tarafından veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce müşavirlik hizmeti satın almak yoluyla yaptırılabileceği kuralına yer verilirken, aynı maddede denetim yapacak personelin nitelikleri ile diğer şartların, DSİ tarafından belirlenmesine olanak tanınmıştır.
    DSİ'ye verilen bu yetkinin teknik gerekliliklere aykırı kullanıldığının somut olarak ortaya konulması durumunda yargı yerince eksik düzenleme nedeniyle iptal kararı verilebileceği açık ise de; dava dosyasında yer alan Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı görüşünde, genel ifadelerle ve bütüncül bir yaklaşımla, yapı-zemin ilişkisinin incelenmesi konusunda; jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisliği-geoteknik araştırmalar disiplinlerinin her üçünün bir arada olmasının sağlanması gerektiği konusunda kanaat bildirildiği görülmektedir.
    Anılan raporda, depremsellik ve zemin dinamik parametreleri konularının jeofizik mühendisliğinin uzmanlık alanı olduğuna vurgu yapıldığı ve yer altının saha bazında incelenmesi ve sismik yöntemlerle zemin sınıflaması yapılması gerektiği üzerinde durulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu bağlamda, davalı idare tarafından hazırlanan 21/02/2014 tarihli Baraj Projesi Yapım Teknik Şartnamesi ile idarenin savunmaları bir arada değerlendirildiğinde; yapılacak baraj projelerine esas alınan raporlardan birinin "sismik risk değerlendirme raporu" olduğu, raporun baraj gövdesinin tasarımı, deprem yükleri altında barajın ve temelin davranışının incelenmesi gibi konularda esas teşkil edeceği ve bu raporun uzmanlık alanlarına uygun olarak jeofizik mühendislerince hazırlandığı anlaşılmaktadır.
    Bu sebeple depremsellik tehdidinin son derece yüksek olduğu ülkemizde, baraj, gölet gibi depolamalı tesislerin yapım sürecinde jeofizik mühendisliği disiplinin dışarıda bırakıldığından söz edilemeyeceğinden Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı görüşünde işaret edilen teknik kanaate aykırı bir durumun varlığından söz edilemez.
    Ancak, dava konusu Yönetmelik kuralı yönünden yapılacak incelemenin bu tür genel bir değerlendirme üzerinden değil; yalnızca baraj, gölet gibi depolamalı tesislerde "temelin gövde inşaatına uygunluğu" bağlamında yapılacak bir değerlendirme ile açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Dosya kapsamından, baraj, gölet gibi depolamalı tesislerin yapımı süreçlerinde üretilen mühendislik hizmetlerinin çoğunluğunun, (jeolojik takip, mühendislik jeolojisi çalışmaları, zemin iyileştirme ve jeoteknik hizmetler ile inşa süreçlerindeki beton, demir vb. hizmetler gibi) jeoloji ve inşaat mühendislerinin görev alanı içerisinde yer aldığı, bu nedenle de komisyonlarda görev alacakların en az birinin jeoloji, birinin de inşaat mühendisi olmasının yönetmelikte açık şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, dava konusu düzenlemenin jeofizik mühendisliği disiplinin temel uzmanlık alanları olan, sismoloji (deprembilim), yer içi fiziği, hidroloji, deniz jeofiziği, jeomanyetizma, aeronomi, meteoroloji, atmosfer fiziği, volkanoloji, yer içi kimyası, fiziksel oşinografi gibi alanlardan ziyade temelin gövde inşasına başlanması için uygun olup olmadığının yerinde incelenmesine dayanan gözlemsel bir çalışmayı tanımladığı ve bu bağlamda jeofizik mühendislerinin komisyonda bulunmasının zorunlu tutulmasına ilişkin teknik bir gerekliliğinin gerek davacının iddiaları gerekse de Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı görüşünde ortaya konulamadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Kaldı ki, dava konusu düzenleme ile söz konusu komisyonda yer alacak üçüncü kişinin su yapısının yapımı süreçlerinde üretilen diğer mühendislik hizmetlerinin niteliğine göre komisyona dahil olacağı ve eğer teknik açıdan gerekli ise bu kişinin jeofizik mühendisi olacağı açıktır.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki müşterek heyet kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Daireleri Müşterek Heyetinin temyize konu 17/11/2020 tarih ve E:2015/2736, K:2020/5020 sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
    4. Kesin olarak, 24/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi