16. Hukuk Dairesi 2016/460 E. , 2019/6916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 8 ve 74 parsel,... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 1, 10 ve 31 parsel, 117 ada 51 ve 56 parsel ve 118 ada 136 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar ... ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 103 ada 1 ve 10 parsel sayılı taşınmazların eşit paylarla ..., ... ve ...; 103 ada 31 parsel sayılı taşınmazın 04.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün ..., (B) harfi ile gösterilen bölümünün eşit paylarla ..., ... ve ...; 117 ada 51 parsel sayılı taşınmazın aynı fen bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen bölümünün davacı ..., (H) harfi ile gösterilen bölümün eşit paylarla ..., ... ve ..., 117 ada 56 parsel sayılı taşınmazın aynı fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümünün davacı ..., (D) harfi ile gösterilen bölümünün eşit paylarla ..., ... ve ...; 118 ada 36 parsel sayılı taşınmazın aynı fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen bölümünün davacı ..., (F) harfi ile gösterilen bölümünün eşit paylarla ..., ... ve ...; 126 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ...; 126 ada 74 parsel sayılı taşınmazın 6/9 payının davacı ..., 1/9’ar payın ..., ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazların tapulu taşınmaz olduğunu, tapu maliki ... oğlu ...’in taşınmazlardaki payını kendisine bağışladığını ve davalıların çekişmeli taşınmazlara müdahale ettiklerini ileri sürerek, müdahalenin men"i istemiyle dava açmış, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Davalılar, çekişmeli taşınmazların taksim edildiğini ve herkesin kendi payına isabet eden yeri kullandığını savunmuşlardır. Mahkemece, davacının dayandığı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığı, alınan beyanlara göre çekişmeli taşınmazların 1979 yılında sınırları belirlenmek suretiyle tarafların kendi yerlerini kullandıkları, bu tarihten dava tarihi olan 1989 yılına kadar nizasız olarak bu şekilde kullanıldığı, bu durumun taksimin bir göstergesi olduğu; kaldı ki, çekişmeli taşınmazların tapulu taşınmaz olduğu kabul edilse bile 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-b maddesi gereğince tapu malikinin rızası ile 10 yıl çekişmesiz ve aralıksız kullanan kişinin zilyetlikle edinim koşullarını sağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine, malik haneleri boş olan taşınmazların hüküm yerinden yazılı şekilde malik hanelerinin doldurulmasına karar verilmiştir. Çekişmeli taşımazların kök muris Ahmet’ten intikal ettiği dosya kapsamı ile belirlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların davacının dayandığı tapu kayıtlarının kapsamında olup olmadığı, tapu kayıt kapsamında değil ise yöntemince taksim edilip edilmedikleri noktasında toplanmaktadır. Mahkemenin kabulünde olduğu şekilde davacının dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığı sabittir. Ne var ki; dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30. maddesi uyarınca re"sen araştırma ilkesine tabi olan davalardan olduğu halde, mahkemece kök muris Ahmet’in mirasçıları arasında yöntemince taksim yapılıp yapılmadığı araştırılmadığı gibi, mirasçısı ...’nin taksime katılıp katılmadığı da açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte kök muris ...’in ölüm günü itibariyle terekesine dahil taşınır ve taşınmaz mallarının nelerden ibaret olduğu, kök murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemince yapılmış bir taksimin bulunup bulunmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, taksime tüm mirasçıların katılıp katılmadığı, kök muris ...’in mirasçısı ... adına miras payına karşılık tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, paylarına karşılık aldıkları taşınır ve taşınmaz mallarının akıbetlerinin ne olduğu, mirasçılar arasında üçüncü kişilere satış veya devirlere konu taşınır veya taşınmaz olup olmadığı, olmuşsa hangileri yönünden ve hangi pay oranları üzerinden olduğu yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, taksime ilişkin beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.