Esas No: 2022/1918
Karar No: 2022/6222
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1918 Esas 2022/6222 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kesintisiz çalışmalarının tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihini istemişti. Ancak davalılar reddederek, sigorta kaydının SGK tarafından silindiğini belirtip, davanın Kurum aleyhine açılmasını talep etmişti. Fer'i Müdahil Kurum ise, davacının hizmetlerinin iptal edildiğini ve davanın reddedilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi, çalışmanın fiili olmadığı ve davanın reddedilmesine karar verdi. Ancak temyiz edilerek, yapılan inceleme sonucunda davacının fotoğraflama yapıldığı ve süreli yayında yayınlandığı için çalışmanın fiili olduğu ispatlanmıştır. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozulmuştur. 5510 sayılı Kanun'un 86/9. (506 sayılı Kanun'un 79/10) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür davalarda, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerekli araştırmalar re'sen yapılmalı, kanıtlar toplanmalıdır. Tarafların gösterdikleri tanık ve bilgi değerlendirilirken inandırıcılığı üzerinde durulmalı ve insan hafızasının uzun süreli olması göz önünde bulundurulmalıdır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
Dava, davacının 29.04.2008–30.04.2008 tarihleri arası kesintisiz çalışmanın tespiti ile 29.04.2008 tarihinin sigortalılık başlangıç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının 29.04.2008–30.04.2008 tarihleri arası kesintisiz çalışmanın tespiti ile 29.04.2008 tarihinin sigortalılık başlangıç tespiti istemine ilişkindir.
B) DAVALILARIN CEVABI :
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; davacının çalıştığı dönem için şirket tarafından sigorta girişinin yapıldığını ve sigorta priminin ödendiğini, dolayısıyla işverenin sorumluluğunun işçi çalıştırdığı dönem için işçinin işe giriş bildirgesinin vermek ve sigorta primini yatırmakla sınırlı olduğunu, işveren olarak şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davacının sigorta kaydını silen SGK olduğuna göre davanın işlemi yapan Kurum aleyhine açılması gerektiğini belirterek; davanın davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i Müdahil Kurum, davacının dava dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, yapılan tetkikte davacının söz konusu iş yerinden bildirilen 29.04.2008 ve 30.04.2008 tarihli hizmetlerinin Kurum denetmenlerince düzenlenen 19.11.2018 tarih 1951 sayılı rapor gereği iptal edildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Çalışmanın fiili olmadığı, hizmet akdinin unsurlarının bulunmadığı, 30/04/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanundan önceki yasal düzenlemenin tanıdığı haklardan faydalanmak amacı ile bildirimlerin yapıldığı, kurumun sigortalılık tescillerinin iptal edilmesi gerektiği yönündeki görüş, bulgu ve saptamaların aksinin kanıtlanamadığı gerekçeleriyle;
“Davanın reddine” karar verilmiştir.
D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI :
“Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
E) TEMYİZ TALEBİ :
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kaldırılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, İlk Derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki davada, davacının davalı şirket nezdinde hizmetinin 2008/ 4.ayında 29.04.2008 ile 30.04.2008 tarih aralığında bildirildiği, daha sonra Kurumun 19.11.2008 tarihli raporu neticesi bildirimin iptal edildiği anlaşılmakla; yapılan irdeleme neticesi davacının davalı tanıtım şirketinde fotoğraflamasının yapıldığı ve işbu fotoğrafın süreli yayında yayınlandığı, çalışmanın fiili olduğu ispatlanmıştır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı kadırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesince verilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.