Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3658
Karar No: 2022/6248
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3658 Esas 2022/6248 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ordu İş Mahkemesi'nde görülen hizmet tespiti davası reddedilerek, davacının istinaf başvurusu da Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiştir. Ancak temyiz istemiyle Yargıtay'a giden davada, çalışma süreleri ile ilgili yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davanın yasal dayanağı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesi olup, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği belirtilmiştir. İlgili kanun maddesi, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzenine ilişkin olduğunu ve sosyal güvenlik hakkının korunması için özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
10. Hukuk Dairesi         2022/3658 E.  ,  2022/6248 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ordu İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... in inşaatlarda çatı ustalığı başta olmak üzere inşaatın bir çok bölümünde ustalık yapabilen ve tamir işlerinde uzmanlık kazanmış bir kişi olduğunu, davalının ... Yapı ... adı altında bir iş yeri açarak burada bir kısım inşaat işleri yapma taahhüdü aldığı, bi işleri yaptığı, davalının kendisi esas itibariyle 3. kişilerden aldığı bu işleri yanında çalıştırdığı elamanlar aracılığı ile yaptığı, iş sahibinden ücretini kendisi aldığını, kendi elamanlarının ücretini yine kendisinin ödediğini, kendi adına çalıştırdığı bu işlerin tüm sigorta sorumluluğunun kendisine ait olduğunu, kendisinin taahhüt aldığı ve iş veren olarak işçilere iş verdiğini, davalının ... Yapı ... adlı iş yerinde yaptığı inşaat taahhüdü işleri sırasında kendi adına 01/10/2013 tarihi ile 01/07/2014 tarihleri arasında 2013 yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarında tam gün, 2014 yılı Ocak ayında tam gün, 2014 yılı Şubat ayında 12 gün, 2014 yılı Mart ayında 15 gün, 2014 yılı Nisan ayında 15 gün, 2014 yılı Mayıs ve Haziran aylarında 29 ar gün devamlı olarak davacıyı çalıştırdığının tespitine ve bu sürenin SSK kayıtlarına sigortalı olarak tesciline karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davacı ile şahsına ait ... Yapı arasında götürü bedel üzerinden anlaşma yapılması ile oluşan bir iş ilişkisi olduğunu, İş Kanununa tabi bir iş ilişkisi ile değil, ticari sözleşme kapsamında çalıştığını, davacının çalışma süresi olarak iddia ettiği tarih ve zaman aralığını da kabul etmemin mümkün olmadığını, götürü bedel ile anlaşılan işte çalışma zamanı çalışma şekli ve çalışma süresi davacının insiyatifinde olduğunu, yapılan anlaşmanın işlerde çalışma süresini davacı belirlediğinden ve hizmet akdi ile değil götürü bedel ticari anlaşma ile çalıştığından çalışma süresi konusundaki iddiaları boş ve mesnetsiz olduğunu, davacının dayandığı Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/615 esas sayılı davası iddia ve savunmalarını destekler nitelikte olduğunu, işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belgelediğini, iş hukukundan kaynaklanan davalarda ticari kayıt ve defter incelenmesi gibi bir usul olmadığını, bu sebeple de davanın hukuksal dayanağı olmadığı ve reddi gerektiği, davaya ilişkin zamanaşımı ve yetki itirazının olduğu, davalının en son Ulubey de çalıştığını iddia ettiğini, bu sebeple Ulubey Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının iddiaları kapsamında yemin delili olduğunu, iddia ve savunmaları genişletilmesine muvafakat etmediklerini, sonuç olarak davanın haksız ve TMK 2-3 mad. kapsamında iyi niyetten yoksun olduğunu, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Feri müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının hak düşürücü süre içerisinde hizmetlerinin tespitini talep etmediğini, hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini, bu nedenle davacının davasının usulden reddini talep ettiğini, kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şartı olduğu, kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı hükmü getirildiği, davacı yanın müvekkil kuruma başvurusu bulunmadığı, bu nedenle davacının davasının usulden reddi gerektiği, davacının davasının öncelikle hak düşürücü sürenin dolmuş ve 6552 sayılı Yasanın ilgili hükmü nedeni ile ve husumet yokluğu nedeni ile usulden ve her halükarda esastan reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Eldeki davada davacı 01/10/2013 tarihi ile 01/07/2014 tarihleri arasında 2013 yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarında tam gün, 2014 yılı Ocak ayında tam gün, 2014 yılı Şubat ayında 12 gün, 2014 yılı Mart ayında 15 gün, 2014 yılı Nisan ayında 15 gün, 2014 yılı Mayıs ve Haziran aylarında 29 ar gün devamlı olarak davacıyı çalıştırdığının tespitini talep etmiş Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Bu nedenle taraflar arasındaki ilişki net ortaya olarak konulmalı, ... ile davacının çalıştığını iddia ettiği işle ilgili sözleşmeler bulunup bulunmadığı ile davalının asıl işveren alt işveren olup olmadığı belirlenmeli, davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi olup olmadığı davalının bu işyerinden işçi çalıştırıp çalıştırmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi