3. Hukuk Dairesi 2017/8367 E. , 2019/4606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş ise de; temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile imzalanan 15.12.2013 tarihli kira sözleşmesine istinaden kiracı olduğu taşınmazda yapılacak tadilatların ve önceki kiracıların kullanmış olduğu elektrik, su borçlarının kiradan mahsup edileceği hususunda mutabık kaldıklarını, buna rağmen davalının Urla İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası ile aleyhine icra takibi yaptığını belirterek, tahliye ettiği taşınmaza yaptığı tamirat ve bakım masrafları olarak 6.207,08 TL ve haksız yere icraya ödediği 2.464,13 TL"den kira borcu olan 2.000 TL"nin mahsubu ile 6.671,21 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; sözleşmede tadilat masraflarının kira borcundan mahsup edileceği yönünde bir düzenleme olmadığını, ödenmeyen kira borcu için takip yapıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 5.610,56 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 04/12/2015 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu nedenle Mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.