Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/291
Karar No: 2022/2033
Karar Tarihi: 24.03.2022

Danıştay 8. Daire 2018/291 Esas 2022/2033 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/291 E.  ,  2022/2033 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/291
    Karar No : 2022/2033

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Siirt İli, … İlçesi, … Köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17. maddesi ç/9 bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; olayda, davacının 4273 görev sayısı ile 19/08/2015 günü 06.00-19.00 saatleri arasında Siirt-Şirvan-Pervari Üçyol Bolat Tepe mevkiinde yol emniyetini sağlamakla görevlendirildiği, belirtilen günde saat 14:10 sularında Siirt-Pervari-Şirvan Üçyol Mevkiinde bulunan menfeze terör örgütü üyelerince yerleştirilen patlayıcı maddenin Jandarma Komutanlığı'na ait Kobra aracının geçişi esnasında patlaması sonucu sekiz askerin şehit olduğu, davacının olay esnasında görevlendirildiği yerde olmadığı, her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinde yol güvenliği sağlandıktan sonra kendilerine verilen işaretle … Köyü'ndeki nöbet yerine hareket ettiğini ve patlama haberinin verilmesi üzerine olayın meydana geldiği yola hakim noktalardan birisine gelerek terör örgütü üyelerinin kaçmaması için saat 19:00'a kadar nöbet tuttuğu ileri sürülmüş ise de, olay sonrasında Jandarma tarfından icra edilen arazi taraması esnasında hiçbir geçici köy korucusu ile karşılaşılmadığı, yapılan araştırmalar neticesinde terör örgütü üyelerinin geçişini engellemek adına faaliyetinin olduğuna dair hiçbir iz ve emareye rastlanılmadığı, izah edilen hususların 21/08/2015 tarihli tutanakla tespit edildiği, davacının yol emniyetini sağlamakla görevli olduğu halde görev yerine gitmediği anlaşıldığından, eyleminin karşılığı olarak görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, her ne kadar müvekkilinin yanlış yönlendirmesi ile dava dilekçesinde "davacı müvekkile resmi olarak görevli olduğuna ve hangi saat dilimleri arasından hangi mevkide görev yapacağına ilişkin herhangi bir resmi yazı ya da evrak tebliğ edilmemesine rağmen köylülerin kendi aralarında yaptıkları görev dağılımı ile davacı müvekkil de birkaç geçici köy korucusu ile beraber işlemin tesisine sebep olayın olduğu yola yakın bir yerde görev almak için gitmişlerdir." denilmişse de, bu ifadenin müvekkilinin yönlendirilmesi sonucu verildiği ve … Cumhuriyet Başsavcılığında müvekkilinin verdiği ifade üzerine artık kabul edilemeyeceği, zira gerçekte müvekkilinin dava konusu olaya konu görevlendirmeden haberi olmadığı, bu nedenle göreve katılmama ya da emre itaatsizliğin söz konusu olmadığı, müvekkiline görev tebliğinin ispat edilmesi gerektiği, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilme unsurlarından birinin suç ve cezalar arasında ölçülülük olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Dava; geçici köy korucusu olan davacının, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17. maddesi ç/9 bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 129. maddesinde; memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
    442 sayılı Köy Kanunu'nun Ek 18. maddesinde; geçici köy korucuları ile korucu başlarının; görevlendirme şekilleri, göreve alınmalarında aranacak şartlar, görevleri, uygulanacak disiplin cezaları ve görevlerine son verilmesini gerektiren haller, disiplin amirleri, yararlanacakları giyim eşyaları ile bunların şekli ve verilme zamanları, eğitim ve denetim usûl ve esasları, sicil ve izinleri, ilk müracaatlarında sahip olmaları gereken sağlık şartları, başka bir işte çalışma hakları ile bu Kanunda yer alan diğer hususlara ilişkin uygulamaların Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
    Bu madde hükmü uyarınca 09/01/2008 tarih ve 2018/13105 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin "Disiplin Cezaları" başlıklı 17. maddesinin ç 'görevden çıkarma' başlıklı 1. bendinde; '(1)Bir daha geçici köy korucusu olarak görevlendirilmemek üzere; tazminat ödenmeksizin, görevlendirilmelerindeki esas ve usullere uyularak görevle olan ilişiğin kesilmesidir. Göreve" son verme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:" hükmü, aynı maddenin 9. bendinde; 'Kontrol, genel arama, iz sürme gibi operasyonel faaliyetlerle görevli güvenlik güçlerinin bu yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde çağırmasına rağmen göreve katılmamak, katıldıktan sonra izinsiz terk etmek,' hükmü, "Disiplin cezası vermeye yetkili amirler" başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; 'Savunma hakkı verilmeden disiplin cezası uygulanamamaz.' hükümlerine yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin ilgili maddeleri incelendiğinde, görevden çıkarma, yukarıda yer alan Yönetmeliğin 17. maddesinde disiplin cezaları başlığı altında sayılması nedeniyle disiplin yaptırımı niteliğinde bir işlem olduğuna göre, bu işlemin de, Anayasal ve yasal düzenlemelerde disiplin yaptırımları için belirlenen ilkelere uygun olarak tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nde disiplin yaptırımları ile ilgili olarak ayrıca usul hükümleri belirlenmediğine göre, bu konuda genel hükümlerin dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
    Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak savunma alınmasının zorunlu olduğu, dava konusu olayın niteliğine göre ise soruşturma yapılmasının aranması gerektiği, soruşturma yapılmasının aranacağı durumlarda soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir.
    Dosyanın incelenmesinden, dava konusu olaya ilişkin işlem dosyasında ve davacının dava dilekçesinde; davacı ve arkadaşlarının olay günü görev yerlerine gittiği ancak kendilerine verilen işaretle görev yerinden ayrıldıkları ifade edilse de; davacının … Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:… sayılı dosya, … tarihli sorgulama tutanağındaki ifadesinde; davacı ve arkadaşlarının geçici köy korucubaşının yönlendirmesi ile olayları anlattıkları, dava konusu görevlendirmeden aslında haberleri olmadığı, olaydan sonra geçici köy korucubaşının kendilerini arayarak bu şekilde söylemelerini istediği, olayın mahiyetini de tam bilmedikleri için geçici köy korucubaşının söylediği şekilde olayı anlattıkları, olay günü davacının emekli korucu Raşit adı bir kişiyle … Köyüne eniştesinin yanına gittiği, olay nedeniyle PKK'nın yol kesebileceği ihtimali sebebiyle o gece orda kaldığı, nerede bulunduğuna dair tanıklarının da mevcut olduğu belirtilmiştir.
    Bu durumda, davacının dava konusu işlem aşamasında gerçeği söylemediği sabit olsa da, belirttiği görevden haberi olmama durumunun tesis edilen işlemi etkileyeceğinden, davacının olay tarihinde nerede bulunduğunun tespiti için araştırma yapılması gerektiği, bu hususa ilişkin davacıya ait telefon HTS kayıtlarının incelenmesi, ayrıca olayla ilgili tanık ifadelerinin de soruşturma yapılarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
    Bu nedenlerle, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davacı yönünden beraat kararı verilen ceza yargılaması ile ortaya çıkan davacının dava konusu olaya ilişkin görevden haberi olmadığı, geçici köy korucubaşının kendilerine olay öncesinde görev tebliği yapmadığına ilişkin iddiaların soruşturma kapsamında araştırılarak bir karar verilmesi gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından aksi yönde karar veren Mahkeme kararına yönelik istinaf istemini reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi