11. Hukuk Dairesi 2016/7138 E. , 2018/984 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasında görülen davada .... ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/04/2015 tarih ve 2013/87-2015/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı- karşı davalı vekili, asıl dava yönünden müvekkilinin dünyanın önde gelen sabun ve kişisel bakım ürünleri üreticilerden biri olduğunu, 2003/14067 sayılı ".... + şekil", 2003/14069 sayılı ".... + şekil" ve 2003/14068 sayılı ..... 75 + şekil", 2005/40490 sayılı markalarının ve "....." ibareli çok sayıda markasının olduğunu, .....E nezdinde tescilli olduğunu, davalı tarafından kurulan okulların faaliyetleri ile bu okulların tanıtım ve reklamlarında müvekkil marka ve logolarının aynen kullanıldığını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini iddia ederek tecavüzün tespiti ve tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı dava yönünden de davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl dava yönünden davacının müvekkilinin kullanımından başından bu yana haberdar olduğunu, davacının sessiz kalma yoluyla dava açma hakkını kaybettiğini, "....." ibaresinin müvekkilinin kurucularının soy ismi olduğunu, söz konusu markanın dürüstçe kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin kullanımının davacının marka hakkına tecavüz yaratmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı dava yönünden ise davalı adına tescilli "....." ibareli markalarının 556 sayılı KHK 42-c maddesi uyarınca hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davaya dayanak davacının 2003/14068 sayılı markanın yenilenmediğinden dava tarihinden önce geçersiz olduğu, bu marka ile ilgili tecavüzün tespiti ve men"ine yönelik talebin reddi gerektiği, asıl davaya dayanak olan 2003/14067 ve 2003/14069 sayılı markalar ile ilgili olarak davalı tarafından ‘evyap’ ibaresinin davalı tarafından kullanımının markaya tecavüz fiilini oluşturduğu, asıl davanın bu iki marka yönünden kısmen kabulü ile davalı yanın tecavüzünün men ve ref"i gerektiği, karşı dava yönünden davalı adına tescilli 137362 sayılı ve 2003/14068 sayılı markanın yenilenmeyerek geçersiz kaldığı, bu iki marka yönünden davanın konusunun kalmaması sebebiyle karşı davanın
.../...
reddi gerektiği, 2009/13877 sayılı markanın ise tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmadığından reddi gerektiği, 148810, 2001/07086, 149503 ve 160692 sayılı markaların dava tarihinden önceki 5 yıllık dönemde kullanılmadığı 556 sayılı KHK"nin 14. maddesi kapsamında kullanmama nedeni ile iptallerine karar verilmesi gerektiği, 119354, 148811, 77931, 2003/14067, 2003/14069 ve 2005/40490 sayılı markaların ise dava tarihinden önceki 5 yıllık dönemde kullanılmayan bir kısım emtialar yönünden 556 sayılı KHK"nin 14. maddesi kapsamında kullanmama nedeni ile iptallerine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı - karşı davalı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı- karşı davalı .... vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Karşı dava kullanmama nedeniyle markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarih, 2016/148 E - 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece anılan hususta değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre de davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz isteminin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı- karşı davalı .... vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile asıl davada verilen kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada verilen kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı .... vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı 22,50 TL asıl davaya yönelik harcın temyiz eden davacı-karşı davalı .... ve Tic. A.Ş "ne iadesine, 12/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....