16. Hukuk Dairesi 2019/4351 E. , 2019/6909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., Köyü çalışma alanında 1968 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve 22.12.2010 tarihinde idari yoldan 1402 parsel numarası ile 1.260.497,80 metrekare yüzölçümlü olarak tarla ve taşlık vasfıyla Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 03.05.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 39.957,34 metrekarelik kısım ve (B) harfi ile gösterilen 24.516,01 metrekarelik kısmın tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, idari yoldan tapu oluşum tarihi öncesinde 1968 yılında "taşlık" olması nedeniyle tescil harici bırakılan yerlerden olduğuna göre, böyle bir yerin, emek ve masraf yapılmak suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. O halde, uyuşmazlığın çözümünde imar-ihyanın ne zaman başladığının, ne zaman tamamlandığının ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi önem arz etmekte olup; bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesidir. Ne var ki mahkemece hava fotoğrafı incelenmekle birlikte; harita mühendisi bilirkişi tarafından 1984 yılına ait tek hava fotoğrafının incelenmesine ilişkin raporda, taşınmazın niteliği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda her hangi bir değerlendirme bulunmadığı gibi, aynı hava fotoğrafı üzerinde ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu alınan raporunda, sözü edilen bilirkişiler hava fotoğrafı incelemesi konusunda uzman olmadıklarından, hükme esas alınması mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmaz bölümleri üzerinde imar-ihyanın tamamlandığı belirtilmekle beraber, zirai yönden yapılan inceleme sonucunda ihyanın ne zaman tamamlandığı ve taşınmazın tarım arazisi vasfıyla ne zamandan beri kullanıldığı yönünde bir değerlendirme bulunmadığından ve rapora eklenen bir adet fotoğrafın, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme mi yoksa (B) harfi ile gösterilen bölüme mi ait olduğu anlaşılamadığından, anılan rapor da son derece yetersizdir. Ayrıca geri çevirme kararı ile komşu parsel tutanaklarının istenilmesi üzerine gönderilen güncel tapu kayıtlarına göre, komşu parsellerin Askeri Yasak Bölge olduğu anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın Askeri Yasak Bölge içerisinde kalıp kalmadığı da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için mahkemece öncelikle, idari yoldan tapunun oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı"ndan getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandıkları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri, imar-ihyaya konu edilmiş iseler ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapılarını ve niteliklerini, zirai durumlarını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli; teknik bilirkişiden ise keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümlerini, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliklerini, taşınmaz bölümlerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra, davacı yararına idari yoldan tapunun oluştuğu tarihe kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Ayrıca dava konusu yerin Askeri Yasak Bölge içerisinde kaldığının anlaşılması halinde davacı lehine sadece mülkiyetin tespitine ilişkin bir karar verilmesi gerekeceği hususuna dikkat edilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.