19. Hukuk Dairesi 2017/3773 E. , 2019/2517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit ve alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Dava, sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili ile faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında kendilerinin de davacıdan alacaklı olduğunu, ticari ilişkinin devam etmesi sonucu söz konusu faturanın kesildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, Dairemizin 14.10.2014 tarih 2013/ 18485 E. 2014/15066 K. sayılı ilamı ile ""Mahkemece, taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu alınmış ise de anılan rapor yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Bu durumda mahkemece yeni bir bilirkişi heyetinden rapora itirazları da karşılayacak ve özellikle uyuşmazlık konusu 31.03.2011 tarihli 25.595,40 TL bedelli faturanın sözleşmeye uygun olup olmadığı hususlarında da ayrıntılı incelemeyi içerecek şekilde denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir."" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen 20.07.2016 tarihli bilirkişi raporu ve 02.12.2016 tarihli ek rapora göre, taraflar arasında 01/01/2011 tarihli sözleşmelerin düzenlendiği, sözleşmenin süresiz olduğu, bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan 17.741,40 TL alacağının bulunduğu, davaya konu 31/03/2011 tarihli 25.595,40 TL bedelli davalı tarafından düzenlenen faturanın alınan rapora göre tanzim etme gerekçesinin bulunmadığı, fatura bedelinin davacı tarafça ödenmediği, bu fatura bedelinden davacı tarafın borçlu olmadığı gerekçesiyle davacının davalı aleyhine açtığı alacak davasının kısmen kabulü ile 17.741,40 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davalı aleyhine açtığı menfi tespit davasının kabulü ile davaya konu davalının düzenlediği 31/03/2011 tarihli, 25.595,40 TL"lik faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Davalının menfi tespit davasının kabulüne yönelik olarak yapmış olduğu temyiz istemine gelince, davalı tarafından düzenlenen 31.03.2011 tarihli 25.595,41 TL bedelli fatura davacı tarafından deftere kaydedildikten 2,5 ay sonra 13.06.2011 tarihli ihtarname ile davalı tarafa iade edilmiş ise de davacı tarafından fatura benimsendiğinden artık bu benimsenen faturaya dayalı olarak açılan menfi tespit davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte yazılı sebeplerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte yazılı sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte yazılı sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.