
Esas No: 2019/3242
Karar No: 2022/1287
Karar Tarihi: 25.03.2022
Danıştay 7. Daire 2019/3242 Esas 2022/1287 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/3242 E. , 2022/1287 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3242
Karar No : 2022/1287
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tarım Ürünleri Tekstil Gıda Yem Akaryakıt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ithal edilen ya da yurt içinden satın alınan baz yağları taahhüde aykırı olarak müstahzar yağların üretiminde kullanılmadığının tespit edildiği ve bu suretle özel tüketim vergilerinin terkin edilmeyerek ödenecek aşamaya geldiğinden bahisle 2012 yılının Eylül ayının (2.) ve Ekim ayının (1.) dönemlerine ilişkin özel tüketim ve damga vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı şirketin 2012 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuyla şirketin tecil-terkin şartlarını ihlal ettiğinin tespit edildiğinden bahisle tecil-terkin kapsamındaki özel tüketim vergilerinin terkinlerinin yapılmaması sonucunda re'sen salınan vergilere ilişkin olarak … Vergi Mahkemesinin E:… sayısında açılan davanın esası hakkında henüz bir kararın verilmediği ve dava dosyasının derdest olduğu görüldüğünden, dava konusu ödeme emri içeriği özel tüketim vergilerinin tahakkuk aşamasında bulunduğu, yani ödenecek aşamaya gelmediğinin anlaşıldığı, bu durumda dava konusu ödeme emirlerinin kesinleşmeyen özel tüketim vergisine isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ödeme emirleri içeriği damga vergilerinin davacı şirket tarafından verilen özel tüketim vergisi beyannamelerinden kaynaklandığı ve vadesinde ödenmeyerek kesinleştiğinden ödeme emirlerinin damga vergilerine ilişkin kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirlerinin özel tüketim vergilerine ilişkin kısımlarının iptaline, damga vergilerine ilişkin kısımları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda, Dairelerince verilen ara kararlarına cevaben idarece gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı şirketin, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen tecil-terkin uygulamasıyla ilgili olarak üretmeyi taahhüt ettiği emtiayı üretmediğinin tespit edildiği, dava konusu ödeme emirleri içeriği özel tüketim vergisi borçlarının, idarece terkin işleminin gerçekleştirilmemesinden kaynaklandığı ve ödeme emirleri düzenlenmeden evvel borcun vadesinin belirlenmesine yönelik her hangi bir işlemin tesis edilmediğinin anlaşıldığı, idarece, terkin talebinin yerinde görülmediği hususunun mükellefe bildirilmesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. madesi uyarınca alacağın vadesinin belirlenmesi, icrailik niteliği taşıyan söz konusu işleme karşı dava açma hakkının tanınması, süresi içerisinde dava açılmaması ya da dava açılmakla birlikte yargı yerince işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmemesi durumlarında, tecil edilen verginin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi gerekmekte iken, bu usule uyulmaksızın düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptale ilişkin hüküm fıkrasına yönelik olarak davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının ibraz ettiği belgeler ile yeminli mali müşavir raporlarının tetkik edilmesi neticesinde davacının vermiş olduğu talep ve taahhütnamenin aksine ithal ettiği ürünü (B) cetvelindeki bir ürününün imalinde kullanması gerekirken, (B) cetvelinin dışındaki bir üründe kullandığının anlaşıldığı, bu tespit nedeniyle ilgili dönemde tecil-terkin kapsamında beyan etmiş olduğu özel tüketim vergisi terkin edilmeyerek ödenecek aşamaya geldiğinden dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 25/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun'a ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmının, teminat alınmak suretiyle tecil olunacağı, söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan verginin terkin edileceği, bu hükümlere uyulmaması halinde, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği, ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun'un 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan Kanun hükümleri dava konusu olayla birlikte değerlendirildiğinde; tecil-terkin şartlarının ihlali halinde, beyanname üzerine tahakkuk eden, ancak, 4760 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında yapılan teslimler nedeniyle taahhüt edilen üretimde kullanılan girdilere isabet eden vergiler tecil edildiğinden, bu girdilerin üretimde kullanılmadığının tespiti halinde, Kanun'da, bunlara isabet eden vergilerin 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunacağı öngörüldüğünden aynı Kanun'un 37. maddesi uyarınca vade tayinine gerek bulunmayıp doğrudan ödeme emri ile takibata geçilmesi Kanun gereğidir.
Bu durumda, 4760 sayılı Kanun kapsamında, tecil terkin uygulamasının ihlal edildiğinin tespiti halinde yukarıda açıklandığı üzere 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca işlem yapılmasına gerek bulunmadığından, ödeme emirlerine karşı açılan davada verilen iptale ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın esastan inceleme yapılmak üzere bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyoruz.