23. Hukuk Dairesi 2015/9101 E. , 2018/5199 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekili ve katılma yoluyla asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalı ... İdaresi tarafından davacının da ortağı olduğu Sarıkamış ilçesine bağlı... köyünde kurulan Handere Sınırlı Sorumlu Tarımsal Kalkınma Kooperatifine bir kısım krediler verdiğini, kredilerin bir kısmının davalı idareye ödendiğini, bir kısmının ise kooperatifin faaliyetlerinin durması sebebiyle ödenemediğini, bu nedenle davalı idarenin kooperatifin bir kısım ortaklarına karşı yapılan ödemeleri borçtan mahsup etmeyerek icra takibi başlattığını, başlatılan takiplere müvekkilinin itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı tarafa Sarıkamış İcra Müdürlüğü’nün 2009/353 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ve borç miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkilerinin davalı kuruma borçlarının olmadığını ileri sürerek, Sarıkamış İcra Müdürlüğünün 2008/396 Esas sayılı dosyasında olmadığının tespiti ve borç miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif hakkındaki bir takipte asli sorumluluğun kooperatif tüzel kişiliğine ait olduğu, davaya konu söz konusu alacakların tahsili için de kooperatif tüzel kişiliği hakkında başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı, davacıların davasında haklı oldukları gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili ile asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili katılma yoluyla temyiz etmiştir.
1- Asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Kredi sözleşmesinin kefiller tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalanması ve kullanılan kredinin ödenmemesi halinde alacaklı TBK’nın 586/1 maddesi uyarınca isterse asıl borçluya isterse kefillerden herhangi birine doğrudan icra takibi
yapabilir. Somut olayda dosyada bulunan sözleşmeye göre davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, bu nedenle dava konusu krediden sorumlu bulundukları anlaşılmakta olup mahkeme gerekçesinde yazılı olduğu şekilde dava konusu uyuşmazlıkta Kooperatifler Kanunu"nun 28 ve 29. maddelerini uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek asıl ve birleşen davalarda davacıların borçlu olup olmadıklarının araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır.
b) Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
2-Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazları ile (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.