Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : İhmali Davranışla Görevi Kötüye Kullanma
Hüküm : TCK"nun 257/2, 66, 67, CMK 223/8 Düşme

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
Sanıklar hakkında verilen 12.09.2013 tarihli hüküm Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2015/9406 Esas 2017/1624 Karar sayılı 25/04/2017 tarihli ilamı ile "Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01/11/2012 gün, 2011/4171 E. 2012/22296 K. sayılı ilamı ile “Adli Tıp Kurumunun 3. İhtisas Kurulundan yeniden rapor alınarak sonucuna göre: 1- Ölümle, müdahalede gecikme arasında illiyet bağının varlığı durumunda, eylemin, taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturabileceği gözetilerek yargılama görevinin asliye ceza mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi, 2- Ölümle, geç müdahale arasında illiyet bağının kurulamaması halinde ise; acil hastaya zamanında müdahale edilmeyerek tıbbi yardımın geciktirilmesi suretiyle mağduriyete neden olunması sebebiyle TCK"nın 257/2. maddesiyle hüküm kurulması, gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle beraat kararları verilmesi” nedeniyle önceki hükmün bozulmasına karar verildiği ve bozma ilamına uyulduğu halde zehirlenme şüphesiyle getirilen hastaya yaklaşık yarım saat gecikmeyle müdahale edilmesinin ölümün gerçekleşmesine sebep olup olmayacağı konusunda bir değerlendirmeye yer vermeyen İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 15/05/2013 gün ve 2057 Karar sayılı raporuna itibar edilip bozma ilamı gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması," gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahalli mahkemesince Bozma ilamına uyulduğu halde sanıkların eylemlerinin TCK 85 kapsamına girip girmediği hususunda gerekli araştırma incelemenin yapılmadığı,
Buna göre ;
Bozma ilamı doğrultusunda Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınarak Ölümle, müdahalede gecikme arasında illiyet bağının varlığının araştırılması, eylemin TCK 85 maddesi kapsamına girmesi halinde TCK 66/1-d, 67/4 maddeleri gereğince olağanüstü uzamış zamanaşımı süresinin 22 yıl 6 ay olduğundan zamanaşımı süresinin tamamlanmadığı, bozma ilamı doğrultusunda gerekli rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde düşme kararları verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.