3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5968 Karar No: 2019/13428 Karar Tarihi: 24.06.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/5968 Esas 2019/13428 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar temyiz edilerek incelenmiş. Karara göre, katılanın yaralanmasına ilişkin raporlarda belirtilen kırığın oluşturduğu deviasyon ile burun sırtındaki cilt kesisinin yüzde sabit iz veya sürekli değişikliğe neden olup olmadığı rapor aldırılmadan sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği ifade edilmiş. Ayrıca, TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın artırılması öngörülmüş olmasına rağmen katılan hakkında düzenlenen adli raporda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen sanığın cezasında orantılılık ilkesine aykırı olarak (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini yapıldığı belirtilmiş. Anayasa Mahkemesi’nin TCK’nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu vurgulanmış ve bu sebeplerden dolayı kararın bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: 5237 sayılı TCK’nin 87/3
3. Ceza Dairesi 2019/5968 E. , 2019/13428 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1) Katılanın yaralanmasına ilişkin İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 16.01.2015 tarih, 2015/1038 sayılı kati raporda "Burun sırtında 4 cm"lik flep tarzında kesi olduğu, KBB bakısında deplase burun kırığı saptandığının" belirtildiği, İstanbul Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 11.01.2015 tarihli geçici raporda da "Nazal dorsumda yaklaşık 3,5 cm uzunluğunda horizontal cilt kesisi olduğu, septumda sağa deviasyonun mevcut olduğu ve cilt kesisinin süture edildiğinin" belirtilmiş olması karşında, katılanda meydana gelen kırığın oluşturduğu deviasyon ile burun sırtındaki cilt kesisinin yüzde sabit ize veya sürekli değişikliğe neden olup olmadığı hususunda rapor aldırılmadan, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi, 2) Adli Tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, katılan hakkında düzenlenen adli raporda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK"nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak, sanığın cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 24.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.