15. Hukuk Dairesi 2014/2595 E. , 2015/1164 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı ... ve dava dışı ortağı .... ile davalı arasında düzenlenen 14.12.2010 tarihli sözleşme ile, .... kömür sahasının üzerinin kapatılması işinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı ve adi ortağı şirket yüklenici, davalı ise taşerondur. Davalı taşeron, davacı aleyhine İcra Dairesi"nin 2011/9350 esas sayılı dosyası ile 25.05.2011 tanzim tarihli, 25.06.2011 vade tarihli, 120.000,00 TL bedelli bonoya dayanan icra takibi başlatmış, davacı yüklenici bononun teminat senedi olarak verildiğini, borcunun bulunmadığını ileri sürerek, bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiş, yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine, 48.000,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
2004 Sayılı İcra İflas Kanunu"nun 72/3. maddesinde, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, 72/4. fıkrasında ise, davanın alacaklı lehine sonuçlanması durumunda ihtiyati tedbirin kalkacağı ve aynı zamanda alacaklının uğradığı zarar karşılığında %20"den az olmamak üzere alacaklı lehine tazminata hükmedileceği düzenlenmiştir. Söz konusu madde uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için borçlu tarafından yatırılacak teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine karar verilmesi şarttır. Somut uyuşmazlıkta, mahkeme tarafından verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından ortada duran bir takipten veya icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinden söz edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi gereği kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile, kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Davalı tarafın kötü niyet tazminatının kabulü ile 48.000,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılmasına, yerine “ davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine” cümlesinin eklenmesine, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.