Esas No: 2022/2295
Karar No: 2022/6338
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2295 Esas 2022/6338 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, davacı sigorta primine esas kazanç tutarlarının tespiti ve eksik ödenen yaşlılık aylıklarının tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiştir. Ancak, temyiz edilerek Hukuk Dairesi tarafından incelendiğinde, kararda usul ve yasaya aykırılık tespit edilmiştir. Mahkemenin tespit davalarındaki yöntemi dışına çıkarak, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna karar vermesi, infazda tereddüt yaratacak şekilde olduğu için karar bozulmamalı, davalının mart ayına ait SPEK tutarının tespit edilmesiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi, hâkimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğunu ve ondan daha fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğini belirtirken, 297. maddesi (2). fıkrası da hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2021/107-2021/434
Davacı, sigorta primine esas fark kazanç tutarlarının tespiti ile eksik ödenen yaşlılık aylıklarının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Hükmü mevcut olup aynı Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Mart ayına ait SPEK tutarının 5.177,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1’inci bendinin tamamen silinmesi ile yerine;
“1- Davanın kısmen kabulü ile; davacının 2011 yılı Mart ayına ait SPEK tutarının 5.177,40 TL olduğunun tespitine,” ibaresinin yazılması ile kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 26.04.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.