7. Hukuk Dairesi 2015/16317 E. , 2015/12205 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı .. vekili Av... tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 16.06.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... vekili Av... ile davacı .. vekili Av... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2. Davacı vekili, davacının 27.08.2007-31.12.2012 tarihler arasında çalıştığını, ücretinin 1800,00.-TL olduğunu, yapılan cirodan % 20 prim aldığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, prim ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacının 09:00-20:30 saatleri arasında günde 11,5 saat 1,5 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde günde 10 saat ve haftada 60 saat çalıştığı, 15 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamından davacının prim karşılığı çalıştığı anlaşılmaktadır. Primle çalışmalarda fazla çalışma alacağının zamsız kısmının prim olarak alındığı fazla çalışma alacağının sadece %50’lik zamsız kısmının hesaplanması, sabit ücretin ise bir saate denk gelen kısmının %50 fazlası üzerinden hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
3.Dava kısmi dava olarak açılmıştır. Davalının cevap dilekçesindeki talebi doğrultusunda dava dilekçesinden geriye doğru 5 yıl öncesindeki alacaklar zamanaşımına uğramış bu husus Mahkemece dikkate alınmıştır. Davacı davasını belirsiz alacak davası olarak ıslah etmiştir. Davalı ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Davacının talep ettiği alacaklar bakımından belirleyebildiği asgari miktar yerine toplamda 2.000,00 TL talep ettiği, davanın bu haliyle tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olmadığı, diğer yandan ıslah dilekçesiyle alacakların tahsilini talep etmekle kısmi eda külli tespit davası niteliğinde de bulunmadığı, harçların tamamını dava tarihinde yatırmadığı ıslah tarihinde tamamladığı dikkate alındığında davanın kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakta olup davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunması konusunda değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 16/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.