19. Hukuk Dairesi 2016/13809 E. , 2017/8103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı birleşen davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya oto yedek parçası sattığını, davalıya mal teslimi yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, faturalara dayalı alacaklarının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının açılan bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline,% 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu, davacı tarafından gönderilen faturaların iade edildiğini, müvekkilinin defterlerinde bu faturaların kayıtlı olmadığını, müvekkilinin 16.492,85 TL alacağı için daha önce icra takibi başlattığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile % 20 tazminata hükmedilmesini istemiştir,
Birleşen davada davacı vekili, davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, davalı tarafın almış olduğu mallardan dolayı bakiye borcunun olduğunu, bu borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını,icra takibinden önce borcun ödenmesi için ihtar keşide edildiğini, davalı borçlunun gerçek dışı faturalarınında iade edildiğini, davalının açılan takibe itirazının haksız olduğunu belirterek itirazının iptaline, %20"den az olmamak üzere icra inkarı tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacının, müvekkilinden almış olduğu mallardan kaynaklanan bakiye borç tutarını ödemediğini, müvekkili tarafından davacıya mal iadesi yapıldığını, aralarındaki sözlü anlaşmaya binaen ciro primi alacaklarının bulunduğunu, buna ilişkin gönderilen faturaların da iade edildiğini, davacının yazılı sözleşme olmamasına güvenerek borçtan kurtulmaya çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, asıl davada davacının 20.170,55.-TL bedelli üç adet fatura ile 19.109,91.-TL bedelli 2 adet ciro pirimi faturalarının yasal dayanağı olmadığı,bu nedenle asıl davada davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı, birleşen davada ise her iki taraf kayıtlarının ciro primi içerikli 3 adet fatura ve fiyat farkı faturası dışında birbirini teyit ettiği, birleşen dava davacısının davalıdan 16.492,85.-TL cari hesap alacağının bulunduğu, usulüne uygun temerrüt ihtarı bulunduğundan temerrüt tarihi olan 26/05/2010 tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faizin 9.483,00.-TL olup, alacaklının talebinin daha düşük gösterildiğinin tespit edildiği gerekçeleriyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile alacak likit olduğundan alacaklı yararına %20 tazminat verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı - birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı - birleşen davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.