14. Hukuk Dairesi 2016/10171 E. , 2019/4595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2014 gününde verilen dilekçe ile İcra İflas Kanunun 277. maddesi gereğince tasarrufun iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının davalı ...’den İcra Dairesi’nin 2011/2651 sayılı dosyasında alacaklı olduğunu, davalıya babasının vefatıyla intikal eden bir kısım taşınmazlara haciz konulduğunu, ancak davalının babası ...’in mirasını ....Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1150-297 E. K. sayılı dosyada reddettiğini, davalının murisinin terekesinin borca batık olmadığını, davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirasın reddettiğini, söz konusu tasarrufunun İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğundan bahisle davalının mirasın reddine ilişkin tasarrufunun iptalini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, ikameti Erdemli olduğundan davanın ... Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının mirası reddin iptali için dava açmadığını, tasarrufun iptali davası açması için ise davalının ödemeden aciz halde olduğu ispatlaması gerektiğini, ancak bu yönde bir delil sunulmadığını, murise ait taşınmazların zilyedi olmadığını, diğer mirasçıların taşınmazları kullandıklarını, davanın onlara karşı da yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, borçlu davalının mirası ret iradesinin taraflarını zarara uğratmak kastıyla kötüniyetle yapıldığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İİK’nın 277. maddesinde; “İptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilirler: 1) Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı, 2) İflas idaresi yahut 245. maddede ve 255. maddenin 3. fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri.” hükmü yer almaktadır.
İİK’nın 278. maddesinde; “Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK’nın 280. maddesinde; “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.” denilmektedir.
İİK’nın 284. Maddesinde ise; “İptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; 08.07.2014 tarihli haciz tutanağına göre borçlu-davalının hacze kabil malının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden de davalının gayrimenkul ve banka kaydının olmadığı, davacının borcuna yetecek kadar teminat göstermediği anlaşılmaktadır. Mahkemece; İİK’nın 277. ve devamı maddelerindeki tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.