Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3702 Esas 2020/3457 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3702
Karar No: 2020/3457
Karar Tarihi: 18.02.2020

Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3702 Esas 2020/3457 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından sanığın mahkum olduğu ve verilen hükümlerin temyiz edildiğini belirtiyor. Hakaret suçu için zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağına karar verilirken, tehdit suçu için uzlaştırma kapsamında bulunması gerektiği belirtiliyor. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da incelenmeli. Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyet hükmü nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği vurgulanırken, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararı da hatırlatılıyor. Kararın detaylarına göre mahkeme, suç tarihine ve hükmün tefhim edildiği tarihte cezaevinde bulunan sanık Özen'e CMK'nın 263. maddesine göre bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmediği için sanığın temyizinin süresinde olduğunu kabul ediyor. Kanun maddeleri: TCK'nın 106/1, 5271 sayılı CMK’nın 253, 5275 sayılı Kanun'un 108/2, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararı.
4. Ceza Dairesi         2016/3702 E.  ,  2020/3457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve hükmün tefhim edildiği tarihte cezaevinde bulunan sanık ... Özen"e CMK"nın 263. maddesine göre bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi karşısında, sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek, tehdit, hakaret ve yaralama suçlarının birlikte işlenmediği belirlenerek dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Sanık ..."ın katılan ..."a gönderdiği mesaj içeriklerinde hakaret içerikli bir söz olmadığı, katılan ..."ya kısa aralıklarla gönderilen mesajlar yönünden de katılan ..."a yönelik hakaret suçu yönünden ihtilat unsurunun gerçekleşmediği, bu nedenle hakaret suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağının gözetilmemesi,
    2-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanık ..."ın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması
    3-Olayın çıkış sebebi, gelişimi ve eylemler arasındaki öncelik sonralık durumu üzerinde durularak, ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılarak sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    4-Sanık ..."ın tekerrüre esas alınan ilamında zorla ırza geçme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları kapsamında birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    5-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın uygulanması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ile ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (4) nolu bozma yönünden 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresin eklenecek sürenin, yanılgılı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilamda belirtilen süreden fazla olamayacağı dikkate alınarak yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.