11. Hukuk Dairesi 2019/3618 E. , 2020/1039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarih ve 2016/142 E- 2017/99 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 20/06/2019 tarih ve 2018/2195 E- 2019/1349 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1996/177751 ve 2009/30234 tescil nolu BİRUNİ markalarını davalının labaratuvar hizmetleri dışında kullanmadığını, müvekkilinin ise açacağı yeni hastane için BİRUNİ ibaresini kullanmak istediğini ileri sürerek, davalının davaya konu markalarının laboratuvar hizmetleri hariç tescilli olduğu diğer sınıflardaki hizmet sınıfları yönünden kullanmama nedeniyle KHK’nin 14. maddesi uyarınca iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu markaları 33 yılı aşkın bir süredir tıbbi hizmetler üzerinde kullandığını ve sektörün bilinen markası haline geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın açıldığı tarihte yürürlükteki 556 sayılı KHK"nın 14. maddesindeki markanın iptali hükümlerini içeren düzenlemenin Anayasa Mahkemesi"nin 14/12/2016 tarih ve 2016/148 Esas, 2016/189 Karar ile 6 Ocak 2017 tarihli 29940 sayılı resmi gazetede yayınlanan kararı ile iptal edildiği ve hukuki boşluk oluştuğu gerekçsiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davadaki iptal isteminin kullanmamaya dayalı olduğu ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK"nın 14. maddesindeki düzenlemenin Anayasa Mahkemesi"nin 14/12/2016 tarih ve 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.