16. Hukuk Dairesi 2016/12221 E. , 2019/6880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Beldesi çalışma alanında ve tapuda eşit payla ... ve ... adına kayıtlı bulunan eski ada 519 parsel sayılı 56.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 8621 ada 2 parsel numarasıyla ve 56.569,39 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiğini ve bu sınırın eski 519 parsel sayılı taşınmazın sınırlarına itibar edilerek düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 8621 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanağının iptali ile, fen bilirkişilerinin tanzim ettikleri 05.10.2015 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile işaretli 526,83 metrekarelik yol olarak sınırlandırılan kısmın yoldan ihdasen davalı 8621 ada 2 parsele ilave edilerek 57.096,22 metrekare yüzölçümü ile 22/2-a paftalarının yenilenmesine, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesine, parselin mülkiyetinin tapu kütüğünde olduğu gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, eski 519 (8621 ada 2) parsel sayılı taşınmazda davacıların tam paylı malik olmadıkları, taşınmazın 1/2"si ... adına, 1/2"si ise ... adına olarak tespitinin yapıldığı, ancak davanın 1/2 pay sahibi ..."ın mirasçısı ... mirasçıları tarafından açıldığı, diğer paydaşların davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesinde verilecek hüküm diğer paydaşların da hukukunu etkileyeceğinden, onlarında davada yer almaları gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece bu gereğe riayet edilmeksizin hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacılara, taşınmazın kendileri dışındaki paydaşlarının yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.