4. Hukuk Dairesi 2017/939 E. , 2018/8109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/02/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/06/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından ve temyize cevap dilekçesi ile duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 13/11/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı vekili; davalının 25/01/2014 tarihinde ..."te partisinin belediye başkan adayı tanıtım toplantısının ardından basına yaptığı açıklamalarda, 11/02/2014 tarihli grup toplantısında, 01/02/2014 tarihli sözcü gazetesine verdiği röportajda ve 18/01/2014 tarihinde ..."nın ... ilçesinde kamuoyuna hitaben yaptığı konuşmada davacıya yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı ve gerçek dışı ifadeler kullandığını, böylelikle davacının onur ve saygınlığına saldırıda bulunulduğunu belirterek her bir yayından dolayı manevi tazminat ile kararın yayınlanması talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevabında müvekkilinin açıklama ve konuşmalarının odağında davacının olmadığını, kamu yararı çerçevesinde bilgilendirmek üzere yapıldığını, yolsuzluklara ve usulsüzlüklere değinir nitelikte bulunduğundan eleştiri ötesinde olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının iktidar partisinin siyasi eylem ve işlemlerini eleştirirken davacı vakfa yapılan yardım ve bağışlara dikkat çekildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının konuşmasında kullandığı rüşvetin toplandığı yer ifadelerinin suçlayıcı ve rahatsız edici olduğu açıktır. Ancak konuşmanın bütününe bakıldığında, bu ibare ile özellikle yurt dışından yapıldığı anlaşılan döviz transferi olmak üzere, kabul edilen bağışların kastedildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki siyasetçilerin kullandıkları bazı sözler açıkça polemik çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını konsolide etmeye yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olarak kabul edilmelidir (AYM; ...).
Somut olay değerlendirildiğinde; dönemin ana muhalefet partisi lideri olan davalı tarafından yaşanan güncel olaylara ilişkin olarak açıklamalarda ve davacı TÜRGEV’e yapılan yardım ve bağışlara yönelik eleştirilerde bulunulduğu, davaya konu ifadelerin, Yargıtay, AYM ve AİHM’nin istikrar bulmuş içtihatlarına göre; ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı ve davacı TÜRGEV’in şöhret ve itibarına saldırı oluşturmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 19/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı vekili; davalının 25/01/2014 tarihinde ..."te partisinin belediye başkan adayı tanıtım toplantısının ardından basına yaptığı açıklamalarda, 11/02/2014 tarihli grup toplantısında, 01/02/2014 tarihli sözcü gazetesine verdiği röportajda ve 18/01/2014 tarihinde ..."nın ... ilçesinde kamuoyuna hitaben yaptığı konuşmada davacıya yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı ve gerçek dışı ifadeler kullandığını, böylelikle davacının onur ve saygınlığına saldırıda bulunulduğunu belirterek her bir yayından dolayı manevi tazminat ile kararın yayınlanması talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevabında müvekkilinin açıklama ve konuşmalarının odağında davacının olmadığını, kamu yararı çerçevesinde bilgilendirmek üzere yapıldığını, yolsuzluklara ve usulsüzlüklere değinir nitelikte bulunduğundan eleştiri ötesinde olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının iktidar partisinin siyasi eylem ve işlemlerini eleştirirken davacı vakfa yapılan yardım ve bağışlara dikkat çekildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu açıklama ve konuşmaların yapıldığı tarihlerde, davacı özel hukuk hükümlerine tabi vakıf, davalı ise ana muhalefet partisinin genel başkanıdır.
Davalının taşıdığı sıfat itibariyle, ülkede meydana gelen yahut gelme ihtimali olan siyasi, ekonomik, sosyal ve toplumsal olaylarla ilgili görüş ve düşüncelerini açıklaması, gerektiğinde sert, incitici ve ağır eleştirilerde bulunması gerek Dairemizin, gerekse AİHM"nin istikrar kazanmış uygulamalarında kabul edilebilir bir durum olmakla birlikte; davalının eleştirilerini dile getirirken ve kamuoyunun gündemindeki hususları değerlendirirken dava konusu edilen konuşmalarında davacı vakfın "rüşvetleri toplama merkezi", "rüşvetlerin-yolsuzlukların toplandığı-verildiği yer", "rüşvetin merkezi olduğu" şeklinde doğrudan olgu isnadında bulunup kesin yargı içeren, özle biçim dengesini aşan ifadeler kullanması ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceği gibi, eleştiri sınırları da aşılmıştır. Bu nedenle, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğundan uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz. 19/12/2018