Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/7009
Karar No: 2022/1853
Karar Tarihi: 28.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/7009 Esas 2022/1853 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/7009 E.  ,  2022/1853 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/7009
    Karar No : 2022/1853

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dış Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket vekili tarafından, tekerrür hükümleri uygulanan bir kat vergi ziyaı cezalı olarak davacı şirket adına re'sen tarh edilen 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi, 2011/10-12 dönemine ilişkin kurum geçici vergisi ve … dönemine ilişkin kurum (stopaj) vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirketin bir takım hesapları kullanmadığı, kullanılan hesapların ise sürekli olarak borç ve alacak bakiyesi verdiği, söz konusu hesapların borç ve alacak bakiyesi vermesinin nedeninin kur farkından kaynaklandığının şirket temsilcisince belirtildiği, inceleme elemanının da bu durumun kur farkından kaynaklandığını mükellefin beyanları doğrultusunda kabul ettiği, kur farkından kaynaklı gelir elde edildiği, elde edilen gelirlerin defter ve belgelere kayıtlı olmadığı, kurum temsilcisinin kayıtların muhasebeci hatası nedeniyle yapılmadığını beyan etmesi dışında borç ve alacak bakiyesine yönelik herhangi bir açıklama ve iddiasının olmadığı, kur farkından kaynaklı kâr ve zararın ortaya çıktığını kabul ettikleri, böylece kayıt ve beyan dışı bırakılan gelir üzerinden davalı idarece cezalı tarhiyatların yapıldığı, söz konusu tespitlere göre yapılan işlemde hukuka aykırılık olmadığı, kurum (stopaj) vergisine gelince, davacının hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde kur farkından kaynaklı gelir elde ettiği, söz konusu geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı, kayıt ve beyan dışı gelirin ortaklara dağıtıldığı, aksini ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içerisinde mevcut olmadığı, davalı idare tarafından davacı adına re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı kurum (stopaj) vergisine yönelik işlemde hukuka aykırılık görülmediği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120/4.maddesinde; mahsup dönemi geçtikten sonra kesinleşen geçici vergi aslının terkin edileceğinin kurala bağlanmış olması ve davaya konu geçici vergi aslının mahsup süresi geçmiş olmakla terkin edilmesi gerektiğinden, davacı adına kurum geçici vergisi aslına ilişkin olarak yapılan tarhiyatta hukuki isabet bulunmadığı, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinin değerlendirilmesinden, davacının vergi ziyaına sebebiyet veren eyleminin tekerrür hali kabul edilebilmesi için, ikinci eylemin, ilk eylem için kesilen cezanın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren vergi ziyaı suçunda beş yıl içinde işlenmiş olması gerektiği, dava konusu olayda, davacı şirketin 2010 yılındaki eylemi nedeniyle kesilen cezanın 08/03/2011 tarihinde davacıya tebliğ edilerek kesinleştiğinin anlaşılması nedeniyle, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesi hükmü uyarınca kesilen dava konusu vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle arttırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; her ne kadar, mükellef kurum temsilcilerince, mükellef kurumun 120-Alıcılar Hesabının sürekli borç bakiyesi vermesinin, borç bakiyesinin genellikle artmasının, bir takım hesapların ise alacak bakiyesi vermesinin kur farkından kaynaklandığı ifade edilmişse de, bu ifadelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, gerçekten kur farkından kaynaklanmışsa, kur farkı doğuran her bir yurt dışı işlemi incelenmek suretiyle, döviz getirici işlemin yapıldığı tarih ile dövizin tahsil tarihleri arasında kur farkı oluşup oluşmadığı, oluştuysa, ne kadarlık bir kur farkı oluştuğu ve bunun da ne kadarlık bir kur farkı geliri yarattığınının hesaplanması, bu şekilde, vergi matrahının gerçek yada gerçeğe en yakın şekilde tespiti gerekirken, kur farkı geliri getirdiği ileri sürülen işlemler yönünde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, salt beyanlardan hareketle, matrah takdiri yoluna gidildiği görüldüğünden, olayda, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak matrah takdiri yapıldığı, bu durumda, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak belirlenen matrah esas alınarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf isteminin ve davanın kabulüne, dava konusu tekerrür hükümleri uygulanan bir kat vergi ziyaı cezalı 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi, 2012/4-6 dönemine ilişkin kurum (stopaj) vergisinin ve 2011/10-12 dönemine ilişkin kurum geçici vergisine bağlı vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Olayda re'sen takdir nedeninin oluştuğu, davacının hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporlarıyla davacı şirketin bir takım hesapları kullanmadığı, kullanılan hesapların ise sürekli olarak borç ve alacak bakiyesi verdiği, söz konusu hesapların borç ve alacak bakiyesi vermesinin nedeninin kur farkından kaynaklandığının şirket temsilcisince belirtildiği, inceleme elemanının da bu durumun kur farkından kaynaklandığını mükellefin beyanları doğrultusunda kabul ettiği, kur farkından kaynaklı gelir elde edildiği, elde edilen gelirlerin defter ve belgelere kayıtlı olmadığı, yapılan iş ve işlemlerin yasal ve yerinde olduğu, davanın kabulüne ilişkin kararın hukuka uygun olmadığı ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Davacı şirketin 2011 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle 2011/1-12 dönemine ilişkin tekerrür hükümleri uygulanarak re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi, 2011/10-12 dönemine ilişkin geçici verginin ve 2012/04-06 dönemine ilişkin kurum gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Dava Dairesi kararının temyizen bozulması istenilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.
    Anılan Kanunun 30. maddesinde, resen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonlarınca ya da vergi incelemesi yapmaya yetkili kimselerin düzenlediği vergi inceleme raporlarında tayin edilen matrah ya da matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra aynı maddenin 2. fıkrasının 4. bendinde, defter kayıtlarıyla bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması haliyle 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen vergi tarhı sebepleri arasında sayılmış, 341. maddesinde vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi olarak tanımlanmış olup, 344. maddesinin 1. fıkrasında, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyasına sebebiyet verildiği hallerde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği düzenlenmiştir.
    5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6.maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, ziraî faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetinden doğan kazançlarının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun 59. maddesinin son fıkra hükmünün de dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
    Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisine yönelik düzenlenen Vergi İnceleme Raporunun incelenmesinden; mükellef kurumun 2010 ve 2011 yılları hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda 340-Alınan Sipariş Avansları Hesabına herhangi bir kayıt yapmadığının, 2010 yılı hesap döneminde 646-Kambiyo Karları ve 656-Kambiyo Zararları Hesabına herhangi bir kayıt yapmadığının tespit edildiği, 2011 yılı için kambiyo karları ve zararları hesabına yapılan kayıtta ise kambiyo zararları hesabının alacak bakiyesi verdiği, söz konusu hesaplarının neden kullanılmadığının sorulması üzerine mükellef temsilcisinin muhasebeci hatasından kaynaklı hesapların kullanılmadığını beyan ettiği, ayrıca kendilerinin genellikle peşin olarak ticari faaliyette bulundukları, öte yandan mükellef kurumun 120-Alıcılar Hesabının sürekli borç bakiyesi verdiği, borç bakiyesinin genellikle arttığı, bir takım hesapların ise alacak bakiyesi verdiği, mükellef kurum temsilcilerince bu durumun kur farkından kaynaklandığının ifade edildiği, mükellef kurum temsilcilerinin beyanları doğrultusunda kur farkından kaynaklı elde edilen gelir üzerinden dava konusu vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının önerildiği, davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporuna istinaden 2011 yılı geçici vergi, yine davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporuna istinaden 2012 yılı kurum stopaj vergisi tarhiyatının önerildiği görülmüştür.
    Uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirket temsilcilerinin tespit edilen hataların nedeninin kur farkından kaynaklandığını belirtmeleri, inceleme elemanının da mükellefin beyanları doğrultusunda ortaya çıkan kur farkından kaynaklı elde edilen gelirlerin yasal defter ve beyanlarına yansıtılmadığının tespiti üzerine 2011 yılında 321.401,27 TL kur farkından gelir elde edildiği, kayıtlarına intikal ettirilen kur farkı gelirlerinin 18.911,67 TL olduğu, toplam kazanç farkının 302.489,60 TL olduğu, bulunan kazanç farkı üzerinden re'sen kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve 2012 yılı için kurum stopaj vergisi tarhiyatı yapılmasının önerildiği, önerilen miktarlar üzerinden dava konusu tarhiyatların yapıldığı, kayıtların neden yapılmadığına ilişkin mükellef kurum temsilcisinin muhasebeci hatasından kaynaklandığını beyan etmesi dışında herhangi bir açıklama ve iddiasının olmadığı, söz konusu tespitlere göre yapılan işlemlerde hukuka aykırılık, davacı şirketin kanuni temsilcilerinin beyanlarını delil olarak yeterli görmeyen Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi