
Esas No: 2021/6227
Karar No: 2022/1888
Karar Tarihi: 28.03.2022
Danıştay 4. Daire 2021/6227 Esas 2022/1888 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/6227 E. , 2022/1888 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/6227
Karar No : 2022/1888
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...
2- ...Bakanlığı
...Başkanlığı (E- Tebligat)
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 31/03/2016 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine, söz konusu sözleşme uyarınca kendisine ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek paket ödemesi, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, 2015 performans primi ve rekabet etmeme ödemesinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacıya ödenen kıdem tazminatı ve ek paket ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması açık bir vergilendirme hatası olduğundan, dava konusu işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uygunluk görülmediği ve bu ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisinin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği; davacıya yapılan ihbar tazminatı, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, 2015 performans primi ve rekabet etmeme ödemesi ise ücret niteliği taşıdığından, bu tutarlar üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmasında ve dava konusu işleminin buna ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunda ileri sürülen iddialar ile davalı idarenin istinaf başvurusunda davanın, ek paket ödemesi üzerinden yapılan kesintiye ilişkin kısmına dair ileri sürdüğü iddiaların, söz konusu kararın ilgili kısımlarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; davanın, kıdem tazminatı üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisine ilişkin kısmına gelince, olayda, davacı tarafından hak kazanılan kıdem tazminatı tutarından herhangi bir gelir vergisi kesinti yapılmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, kıdem tazminatına isabet eden vergi kesintisi yönünden kabul yolunda hüküm kurulmasında yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf başvurusunun reddine, davalı idare istinaf başvrusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, Mahkeme kararının, kıdem tazminatına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisine yapıla ödemeler üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin ve dolayısıyla düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, ikale sözleşmesine istinaden yapılan ücret niteliğindeki ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının, kararın, dava konusu işlemin kıdem tazminatı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edildiği belirtilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyize konu edinilen kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davacının ve davalı idarenin, kararın, dava konusu işlemin; ihbar tazminatı, ek paket ödemesi, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, performans primi ve rekabet etmeme ödemesi üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair hüküm fıkralarına yönelik temyiz istemlerine gelince;
İşçi ile işverenin kendi aralarında bir anlaşma yapma yoluna giderek aralarındaki iş ilişkisini sonlandırmaları uygulamada ikale sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. İkale sözleşmesine ilişkin 4857 sayılı İş Kanunu'nda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda herhangi bir düzenleme yer almamakta, bu sözleşme türüne ilişkin uygulama daha çok Yargıtay tarafından verilen kararlarla şekillenmektedir.
İkale sözleşmesi yapılırken, işçi ile işverenin anlaşarak ve özgürce belirleyecekleri koşullar çerçevesinde iş ilişkisini sonlandırmaları amaçlanmakta olup, sözleşmeye istinaden, işçi, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı talebinde bulunmaması, iş güvencesi kapsamında olsa bile işe iade davası açmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatından ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer haklarından vazgeçmesi karşılığında kayıplarını telafi edecek bir ödemenin yapılmasını sağlamakta; işveren ise, işçiye yaptığı ödeme sayesinde, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer hakları ödeme yükümlülüğünden ve işe iade davası açılması yükünden kurtulmaktadır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratların, ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar olduğu tadat edilmiş; 25. maddesinde de, gelir vergisinden müstesna olan tazminat ve yardımlar sayılmış, söz konusu maddenin 1.fıkrasının 1. bendinin olay tarihindeki halinde ise; ölüm, sakatlık hastalık (Değişik ibare:16/06/2009-5904 S.K./1.madde) ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna olduğu açıklanmıştır.
Aynı Kanunun 61. maddesinin 1. fıkrasında, ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu; 2. fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği; 3. fıkrasının (2) numaralı bendinde, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatlerin ücret sayılacağı düzenlenmiş, ayrıca, Kanunun 94. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu belirtilmiş, 117. maddesinde, hesap hatalarının; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması olduğu, 118. maddesinde de vergilendirme hatalarının; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata, vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olduğu tahdidi olarak sayılmak suretiyle düzenlenmiş; 118. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde, mevzuda hata, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlandıktan sonra, 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yoluna başvurulmak suretiyle dava konusu edilebilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bunun da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun dava açma sürelerine ilişkin 7. maddesinin düzenlenme amacına uygun düşmeyeceği tartışmasızdır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemelerin olay tarihi itibariyle ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan biri veya mahkeme kararına dayalı işe iade edilmeme tazminatı olması halinde gelir vergisinden müstesna tutulabileceği; bu haliyle davacıya "ihbar tazminatı, ek paket ödemesi, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, performans primi ve rekabet etmeme ödemesi" adı altında yapılan ödemelerin ücret niteliği taşıdığı ve uyuşmazlığa konu durumun hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu açık olup, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddialar ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabilecektir.
Bu durumda, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi ve düzeltme şikayet başvurusuna konu edilebilmesi mümkün olmadığından, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle verilen temyize konu kararın, dava konusu işlemin ek paket ödemesi üzerinden kesilen gelir vergisine dair kısmı yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uygunluk; dava konusu işlemin, ihbar tazminatı, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, performans primi ve rekabet etmeme ödemesi üzerinden kesilen gelir vergisine dair kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan gerekçeyle, davalı idarenin temyiz başvurusunun kabulü, davacının temyiz başvurusunun ise reddi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, dava konusu işlemin kıdem tazminatı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edildiği belirtilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair hüküm fıkrasının ONANMASINA, dava konusu işlemin, ihbar tazminatı, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, performans primi ve rekabet etmeme ödemesi üzerinden kesilen gelir(stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin, ek paket ödemesi üzerinden kesilen gelir(stopaj) vergisine ilişkin kısmının iptaline ve bu ödeme üzerinden yapılan kesintinin faiziyle birlikte iadesine dair hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, ...TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, iş akdinin 31/03/2016 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine, söz konusu sözleşme uyarınca kendisine ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek paket ödemesi, 2016/Mart dönemi maaşı, kullanılmayan yıllık izin ücreti, performans primi ve rekabet etmeme ödemesinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularını inceleyen Bölge İdare Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Davalı idarenin temyiz istemi yönünden;
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin ek paket ödemesi üzerinden kesilen gelir(stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair hüküm fıkrasının ve tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın buna ilişkin kısmının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyoruz.
Davacının temyiz istemine gelince;
Davacıya rekabet etmeme ödemesi adı altında yapılan ödemenin ücret niteliği taşımadığı, söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasının açık bir vergilendirme hatası olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı ve tahsil edilen verginin faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin rekabet etmeme ödemesi üzerinden tahsil edilen gelir vergisinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına da katılmıyoruz.