Esas No: 2020/2058
Karar No: 2022/6583
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/2058 Esas 2022/6583 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Davacı, murisi olan kişinin davalı işyerinde çalışmalarının tespit edilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili ise bu iddianın gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Fer'i müdahil Kurum vekili de davacının bildirimi yapılmayan dönemlerde çalıştığının tespit edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davacının murisinin çalıştığı dönemlerde yaşlılık aylığı aldığının tespit edilmesi nedeniyle mahkemenin davacının talebinin SGDP primine tabi olarak mı, yoksa 4/a kapsamında hizmet tespitine mi yönelik olduğunu açıklığa kavuşturması gerektiğini belirtmiştir. İlgili kanun maddeleri ise 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 6. maddesi, 63/A bendi, 63/B bendi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan hukuki yararın bulunması ve sigortalının yaşlılık ya da emekli aylığının kesilmeden çalışmaya devam etmesi mümkündür.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Tarihi : 30/01/2020
No : 2018/1170-2020/172
İlk Derece
Mahkemesi : İzmir 9. İş Mahkemesi
Tarihi : 26/04/2018
Numarası : 2015/529-2018/166
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı şirket ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı şirket ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının murisi ...'ın, davalı işverene ait işyerinde 04/03/2002 - 03/08/2015 tarihleri arasında sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP:
Davalı şirket vekili , davacının murisi olan ...’ın müvekkiline ait işyerinde 04/03/2002 – 03/08/2015 tarihleri arasında çalıştığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, murisin müvekkili şirkete ait işyerinde 13.07.2015 tarihiyle işe başladığını ve iş sözleşmesinin sona erdiği 31.07.2015 tarihine kadar çalıştığını , bu çalışmasının da Kuruma bildirimi yapıldığını, hizmetlerin geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, davacı murisinin 01.08.2001 tarihiyle yaşlılık aylığı alan kişi olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Feri müdahil Kurum vekili, Kurum kayıtlarının incelenmesinde davacı murisinin dava konusu dönemde adına bildirilmiş işçilik bildirimi olmadığını, ... sigorta sicil , ... tahsis numarası ve 01.08.2001 tarihiyle yaşlılık aylığı aldığı tespit edildiğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece ‘’Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının ... sigorta sicil ve ... tahsis numaralı murisi ...’ın, davalı şirkete ait ... sicil numaralı işyerinde 04.03.2002 tarihiyle işe başladığı ve 31.07.2015 tarihine kadar aralıksız olarak 4828 gün çalıştığı, 19 gününün Kuruma bildirimi yapıldığı, 4809 gününün ise bildirimi yapılmadığının tespitine, fazla isteğin reddine, bildirimi yapılmayan günlerde o günlerin asgari ücretini aldığının tespitine, ’’ karar verilmiştir.
B.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
İzmir 9. İş Mahkemesi'nden verilen 26/04/2018 tarih, 2015/529 Esas ve 2018/166 Karar sayılı kararına yönelik davalı şirket vekili ile fer'i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili, hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğinden yargılamanın özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiğini, mahkemenin dosyada dinlenen tanık anlatımlarını Yargıtayın öngördüğü şekilde değerlendirilmediğini beyanla eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararının bozulmasını istemiştir.
Fer'i müdahil Kurum vekili, davanın kamu davası olup, söz konusu karar tesis edilirken Yargıtayın kararlılık kazanan son uygulamaları ışığında gerekli kanıtlar toplanmaksızın eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporu esas alınarak verilen ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 63/A bendi hükmüne göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmektedir. Ancak aynı Kanunun 63/B bendi kapsamında sigortalının istemi bulunması halinde sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ödenerek veya sigortalı adına tüm sigorta kollarından prim ödenmesi durumunda bunun sigortalının aylığı kesilmeden çalışma tercihini gösterdiği kabulüyle aylığı kesilmeden çalışmaya devam etmesi mümkündür.
Öte yandan; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’ncu maddesi olup; anılan Kanunun 6’ncı maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Sigortalı ister sosyal güvenlik destek primi, isterse tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışsın, Kanunun öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olması, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Bu statüye Kurumun prim tahakkuk ettirmesi, sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına yakalanması halinde kendisi ya da hak sahiplerine gelir bağlanması gibi çeşitli sonuçlar bağlanmıştır. Bu sonuçlar kapsamında davacının bildirim yapılmayan dönemlerdeki çalışmalarının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve aksinin kabulü halinde yaşlılık ya da emekli aylığı alan kişilerin sigortasız çalıştırılabileceği gibi sosyal güvenlik hakkının zorunlu ve vazgeçilemez niteliğine aykırı bir sonuç çıkacağı açıktır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde hizmetlerinin tespiti istenen davacının murisi ...’ın 01.08.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almakta olduğu, 01.09.2015 te vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının murisinin çalışmalarının kabul edildiği dönemde, 506 sayılı Yasa kapsamında, yaşlılık aylığı almakta olduğunun anlaşılması karşısında, davacı dinlenmek suretiyle, talebinin SGDP primine tabi olarak mı, yoksa 4/a kapsamında hizmet tespitine mi yönelik olduğu açıklığa kavuşturulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.