Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/28306
Karar No: 2018/1085
Karar Tarihi: 23.01.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/28306 Esas 2018/1085 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, işveren ve taşeron şirketler arasında çalışmakta olan bir veri giriş personeli olarak yaptığı çalışmalar sonrasında ücret farkı ve yol ücreti alacağı talep etmiştir. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş ancak davalı avukatının temyiz etmesi sonrasında dosya incelenerek hatalı bulunmuştur. Bozma kararı sonrasında davacının ücret farkı talebi kabul edilmiş ancak yol ücreti talebi reddedilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- 4857 sayılı İş Kanunu
- 2009/32 sayılı genelge.
9. Hukuk Dairesi         2017/28306 E.  ,  2018/1085 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    DAVA : Davacı, yol ücreti ve ücret farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili,davacının 14/01/2008 tarihinde işe başladığını, veri giriş personeli olarak.... sağlığı merkezi bünyesinde çalışmakta olduğunu, davacının ... asıl işverenliğinde, taşeron şirket üzerinden veri giriş personeli olarak hizmet akdi ile çalıştığını, taşeron şirketlerin değiştiğini ancak davalının 5 yıl boyunca davalı şirket bünyesinde çalıştığını, davacının ücretinin 2009 yılında haber vermeksizin ve muvafakati olmaksızın düşürüldüğünü, davacıya genelgeden önce asgari ücretin 1.7 katı kadar ücret ödendiğini, genelgeden sonra bu oranın brüt asgari ücretin % 5 fazlası olarak ödendiğini, işçinin ücretlerinden her ne şekilde olarsa olsun eksiltme yapılamayacağını, genelgelerin kanuna aykırı olamayacağını iddia ederek 01/01/2009 tarihinden itibaren uygulanan genelge doğrultusunda ücret farkı alacağı ve yol ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; ... yönünden davanın husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, ... tarafından çıkartılan 2009/32 sayılı genelgeye göre yapılan değişikliklerin, genelge çıktığı zaman aynı sözleşme devam ederken yapılmadığını, önceki sözleşme bittikten sonra yapılan yeni ihalenin şartlarına aktarıldığını ve ihaleye giren şirketler ile yüklenici şirketlerin hizmet sözleşmesi yapan işçilerin bu değişiklikleri kabul ederek sözleşmelere imza attıklarını, davacı yüklenici şirketlerle ayrı ayrı hizmet sözleşmesi yapıldığını ve bu değişen şartları kabul ettiklerini, aynı hizmet sözleşmesi üzerinde bir düşmenin söz konusu olmadığını, sözleşmelerde işe başlama ve bitiş tarihlerinin belli olduğu gibi yeni belirlenen ücretlerinde yer aldığını, yol ücretlerine ve işçi ücretlerine ilişkin belirtilen yeni uygulamanın işyeri uygulaması haline dönüştüğü bu nedenle davacının fark alacak talep hakkının bulunmadığı ve davacının yol ücreti alacağı talebinde bulunmuş ise de, ücret bordrolarında görüneceği üzere yol ücretlerinin nakdi olarak ödenmediğini, bu nedenle bir kesinti olmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    C) Bozma ilamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemenin ilk kararında, davacının yeni dönemlerde iş sözleşmesi imzalayarak ücret değişikliğini kabul ettiği,davacıya yol ücreti olarak ücret bordrolarında herhangi bir ödemenin yapılmayıp ayni olarak bilet verildiği gerekçesiyle fark ücret ve yol ücreti farkı talep hakkı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28/09/2015 tarih ve 2015/25565 E., 2015/26344 K. sayılı ilamı ile "temyiz aşamasında dosyaya sunulan 01.02.2010 tarihli bireysel iş sözleşmesinde davacının ücretinin düşürüldüğü anlaşıldığından, bu sözleşmenin mahkemece davacıya gösterilerek sözleşmedeki imzanın davacıya ait olması durumunda bilirkişiden rapor alınarak 01.01.2009-31.01.2010 dönemine ait ücret farkı talebi yönünden davanın kabulü gerekirken eksik inceleme ile davacının ücret farkı talebinin tümden reddinin hatalı olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı kabul edilerek bu doğrultuda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir..
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Bozma ilamında “aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir” denilmek suretiyle kararın bozma dışında bırakılan hususlarının kesinleştiği (artık farklı bir hüküm tesis olunamaz) kuşkusuz olmakla birlikte bu kesinleşme maddi anlamda kesin hüküm (kaziyei muhkeme) olmayıp, usuli kazanılmış hak niteliğindedir.
    Nitekim yeni bir yasal düzenleme veya ....bulunmadığına göre halen yürürlükte bulunan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunu, Daireleri ve Adliye Mahkemelerini bağlayıcı nitelikteki 04.02.1959 gün ve 13/5 ve 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı içtihadı birleştirme kararlarında da bozma kararının kapsamı dışında tutulan hususlar bakımından ancak usuli kazanılmış haktan söz edilebileceği açıkça ifade olunmuştur.
    Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine ( diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hak olarak tanımladığı usuli muktesep hakkı Hukuk Muhakemeleri Usulü adlı eserinin 5 nci baskısının 4 ncü cildinde 3411 ila 3442 nci sayfalar arasında incelemiş olan sayın... yukarıda değinilen içtihadı birleştirme kararlarına atıfla mahkemenin kararının davacının taleplerinden birisine ilişkin bölümünün Yargıtay"ca bozma kararının kapsamı dışında bırakılmasının kesin hüküm olarak değil usule ilişkin kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunu, anılan içtihadı birleştirme kararlarının sayın .... tarafından da aynı şekilde yorumlandığını belirtmiştir. ( aynı eser sahife 3432).
    Bozma kararı ile ilk hüküm ifa kabiliyetini yitirir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.09.1991 tarih ve 281-415 ve 25.09.1991 tarih ve 355-440 sayılı kararları)
    Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olup, bu yeni hükmün, tüm istekleri karşılar nitelikte yeniden yazılması gerekir. Mahkemenin bu usule uymaması hatalıdır.
    Mahkemece verilen ilk karar, Dairemizce; temyiz aşamasında dosyaya sunulan bireysel iş sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilerek davacının fark ücret alacağının olup olmadığı hususunda bozulmuş olup, yol ücret farkı alacağı yönünden bozma yapılmayarak bu husus davalı lehine usuli kazanılmış hak doğurmuştur.
    Bozma öncesinde verilen kararda davacının talebi olan yol ücret farkı alacağı reddedilmiş olup, Dairemizce de davacının da kabulünde olduğu üzere yol ücreti yerine akbil bileti verilmeye başlandığı ve bu durumun işverenin yönetim hakkı kapsamında kalıp esaslı değişiklik mahiyetinde olmadığının belirtildiği görülmekle, usuli kazanılmış hak ihlal edilerek bozma sonrası kararda yol ücret farkı alacağına hükmedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi