Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1377
Karar No: 2022/6545
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1377 Esas 2022/6545 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/1377 E.  ,  2022/6545 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    No : 2020/1335-2021/1699
    İlk Derece
    Mahkemesi : Zonguldak 1. İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I- İSTEM
    Davacı, dava dilekçesi ile 26/10/2016 günlü iş kazası sonucu %12.2 oranında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelir ve yapılan giderler nedeniyle meydana gelen kurum zararının sarf, ödeme ve onay tarihinden yasal faiziyle 5510 sayılı Kanun md 21 gereği davalıdan tahsilini istediği anlaşılmıştır.
    II- CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın zamanaşımına uğradığını, iş kazasının maydana gelmesinde davalının kusuru bulunmadığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davacının davasının kabulü ile,
    Davalının % 90 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan sigortalıya bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 90.923,55 TL, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı isteyebileceğinin 93,44 alacağının ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 2.420,61 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak;
    Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 2.700,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren,
    Sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 50,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren,
    Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 250,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,
    IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı kurum vekili, zararının tamamından davalının sorumlu olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    Davalı vekili, kusura ve hesap raporuna itiraz ederek kakarın bozulmasını talep etmiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    5510 sayılı Kanun'un “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile işveren davalının, Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
    Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.
    Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi, iş kazası tarihinde yürürlükte bulunan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Anılan kanunlarda; İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar, denilmekte, böylece, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır;
    6331 sayılı Kanunun "Risklerden korunma ilkeleri" başlıklı 5. maddesinde, İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde; "a)Risklerden kaçınmak. b)Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek. c)Risklerle kaynağında mücadele etmek. ç)İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek. d)Teknik gelişmelere uyum sağlamak. e)Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. f)Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek. g)Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. ğ)Çalışanlara uygun talimatlar vermek." ilkelerinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilirken, Anılan Kanunun "Çalışanların yükümlülükleri" başlıklı 19. maddesinde, "Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü oldukları ve çalışanların işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda; a)İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b)Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c)İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. ç)Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. d)Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak" yükümlülüğü bulunduğu belirtilmiştir.
    Eldeki davada; 26/10/2016 günlü iş kazası sonucu %12.2 oranında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelir ve yapılan giderler nedeniyle meydana gelen kurum zararının tahsilinin istenildiği; Mahkemece, davalı işveren şirketin %90, sigortalının %10 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek talep ile bağlı kalınarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de; mahkemece alınan kusur raporu oluşa uygun değildir.
    Mahkemece yapılacak iş; Kazalıya, işveren tarafından iş güvenliği eğitimlerinin verildiği, iş güvenliği analizlerinin yaptırıldığı anlaşılmış olup, kazalı işçinin görevi göçükleri önleyecek tahkimat yapmaktan ibaret olup, bu tahkimat sonrası kavlak kontrolünü yapmaması nedeniyle kazanın meydana geldiği açık olduğuna göre, işçinin kusurunun daha fazla olduğu ortadadır. 6331 sayılı Kanun da ayrıntılı bir şekilde tartışılıp değerlendirilecek şekilde olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden oluşa uygun bir kusur heyet raporu alınmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi