5. Hukuk Dairesi 2016/3116 E. , 2016/9728 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın el atılan bölümü yönünden kabulüne diğer kısımlar hakkındaki davada ise idari yargı yeri görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, taşınmazın fiilen el atılan bölümü yönünden davanın kabulüne, fiilen el atılmamakla birlikte mevcut imar planında yol ve park alanında kalan kısımlar yönünden ise idari yargı yeri görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen, raporu hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan daha değersiz olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmazın toplam 393,36 m² yüzölçümündeki kısmına fiilen el atılmakla birlikte, mevcut imar planında fiilen el atılan yer ile birlikte toplam 1.361,26m² yüzölçümündeki bölüm yol niteliğinde olduğu ve davacı da ıslah dilekçesinde bu bölümün bedelini istediğinden, fiilen el atılan kısım ile bağlı olunmaksızın imar planında yol olan bölümün tamamının bedeline karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin, yazılı gerekçe ile fiilen el atılmamakla birlikte imar planında yol olan kısım yönünden yargı yolu nedeniyle davanın reddine hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi,
3- 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;
6487 saylı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 12/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.