![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/7756
Karar No: 2022/6649
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7756 Esas 2022/6649 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir davada, iş kazası sonucu yaralanan sigortalının Kurum zararının davalılardan yasal faiziyle birlikte rücuan alınmasına ilişkin davanın yürürlükteki kanun maddesi olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrası gereği kabul edilmesi gerektiği belirlendi. Ancak rücu alacağından sorumluluk belirlerken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile gerçek zarar karşılaştırması yapılması ve daha düşük olan tutarın hükme esas alınması gerektiği ifade edildi. Kararda, işverenin iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü ve işçilerin bu önlemlere uymakla yükümlü olduğuna dair 4857 sayılı Yasa'nın 77. maddesinin yanı sıra kusur raporlarının uygun biçimde düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Kararın gereklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle mahkemece verilen hüküm bozuldu. 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtmektedir. 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi ise işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyma yükümlülüğünü düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl dava itirazın iptali, birleşen dava rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararından sonra davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
15.08.2009 tarihinde gerçekleşen iş kazasında yaralanan sigortalıya sağlanan gelirler sebebiyle Kurum zararının davalılardan yasal faiziyle birlikte rücuan alınmasına ilişkin davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere rücu alacağından sorumluluk belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Eldeki dava dosyası incelendiğinde bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Buna göre bozma ilamına uyulmasına karşın mahkemece, bozma öncesi esas alınan ve dairemizce benimsenen kusur raporunda belirtilen kusur oranlarından farklı bir kusur dağılımının esas alındığı, yine itirazın iptaline konu asıl davada mahkemece benimsenen kusur oranının hükmedilen tutarla çelişkili olduğu ile davacının asıl ve birleşen davalarda ki mükerrer talepleri ve davaya konu kazayla ilgili oluşan kurum zararıyla ilgili davalı şirketler tarafından yapılan ve kurum hesabına geçen ödemelerde gözetilerek, infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O hâlde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 28.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.