Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/1924
Karar No: 2022/1889
Karar Tarihi: 28.03.2022

Danıştay 4. Daire 2021/1924 Esas 2022/1889 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/1924 E.  ,  2022/1889 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/1924
    Karar No : 2022/1889

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
    VEKİLİ : Av. …
    2- …Bakanlığı
    İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 06/07/2015 tarihinde sona erdirilmesi üzerine, kendisine ödenen işsizlik tazminatı (ex gratia) ve rekabet etmeme tazminatı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davanın, davacıya "ilk bölüm ex-gratia ödemesi ve ikinci bölüm ex-gratia ek tazminat ödemesi" adı altında ödenen tutar üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatına ilişkin kısmı açısından; çalışma ilişkisinin sona erdirilmesi üzerine işveren tarafından davacıya yasal bir zorunluluk olmaksızın yapılan ödemenin ücret niteliğinde olmadığı ve 193 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca gelir vergisinden müstesna tutulduğu, bu kapsamda davacıya yapılan bu ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasının açık bir vergilendirme hatası olduğu anlaşıldığından, tevkif edilen verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı ve söz konusu kesinti tutarının davalı idarece tahsil edildiği tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği; davanın, davacıya "rekabet etmeme tazminatı" adı altında ödenen tutar üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatına ilişkin kısmı yönünden; rekabet etmeme tazminatı ödemesinin niteliği gereğince hizmet akdi uyarınca icra edilen hizmetlerin bir uzantısı olduğu, davacıya iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten sonra da iş sözleşmesi kapsamında icra edilen görevle ilgili şirket ile rekabet halinde olan faaliyet veya iş ile ilgilenmeme ve şirkete sadakat içerisinde olma yükümlülüğü yüklendiği, söz konusu tazminatın bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin karşılığı olduğu ve bu şarta bağlı olarak davacıya ödendiği, dolayısıyla, işsizlik tazminatı ve davacıya işsiz kalması karşılığında ödenen bir tazminat niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, bu ödeme üzerinden yapılan gelir (stopaj) tevkifatında ve şikayet başvurusunun reddine dair işlemin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, rekabet etmeme tazminatı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin ve dolayısıyla düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin buna ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, ikale sözleşmesine istinaden yapılan ücret niteliğindeki ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    DAVALININ SAVUNMASI :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İşçi ile işverenin kendi aralarında bir anlaşma yapma yoluna giderek aralarındaki iş ilişkisini sonlandırmaları uygulamada ikale sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. İkale sözleşmesine ilişkin 4857 sayılı İş Kanunu'nda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda herhangi bir düzenleme yer almamakta, bu sözleşme türüne ilişkin uygulama daha çok Yargıtay tarafından verilen kararlarla şekillenmektedir.
    İkale sözleşmesi yapılırken, işçi ile işverenin anlaşarak ve özgürce belirleyecekleri koşullar çerçevesinde iş ilişkisini sonlandırmaları amaçlanmakta olup, sözleşmeye istinaden, işçi, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı talebinde bulunmaması, iş güvencesi kapsamında olsa bile işe iade davası açmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatından ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer haklarından vazgeçmesi karşılığında kayıplarını telafi edecek bir ödemenin yapılmasını sağlamakta; işveren ise, işçiye yaptığı ödeme sayesinde, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer hakları ödeme yükümlülüğünden ve işe iade davası açılması yükünden kurtulmaktadır.
    193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratların, ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar olduğu tadat edilmiş; 25. maddesinde de, gelir vergisinden müstesna olan tazminat ve yardımlar sayılmış, söz konusu maddenin 1.fıkrasının 1. bendinin olay tarihindeki halinde ise; ölüm, sakatlık hastalık (Değişik ibare:16/06/2009-5904 S.K./1.madde) ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna olduğu açıklanmıştır.
    Aynı Kanunun 61. maddesinin 1. fıkrasında, ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu; 2. fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği; 3. fıkrasının (2) numaralı bendinde, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatlerin ücret sayılacağı düzenlenmiş, ayrıca, Kanunun 94. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı kurala bağlanmıştır.
    Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu belirtilmiş, 117. maddesinde, hesap hatalarının; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması olduğu, 118. maddesinde de vergilendirme hatalarının; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata, vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olduğu tahdidi olarak sayılmak suretiyle düzenlenmiş; 118. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde, mevzuda hata, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlandıktan sonra, 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
    Buna göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yoluna başvurulmak suretiyle dava konusu edilebilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bunun da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun dava açma sürelerine ilişkin 7. maddesinin düzenlenme amacına uygun düşmeyeceği tartışmasızdır.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemelerin olay tarihi itibariyle ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan biri veya mahkeme kararına dayalı işe iade edilmeme tazminatı olması halinde gelir vergisinden müstesna tutulabileceği; bu haliyle davacıya "işsizlik tazminatı (ex gratia) ve rekabet etmeme tazminatı" adı altında yapılan ödemenin ücret niteliği taşıdığı ve uyuşmazlığa konu durumun hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu açık olup, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddialar ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabilecektir.
    Bu durumda, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi ve düzeltme şikayet başvurusuna konu edilebilmesi mümkün olmadığından, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle verilen Mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurularını reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.



    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Davacı tarafından, iş akdinin 06/07/2015 tarihinde sona erdirilmesi üzerine, kendisine ödenen işsizlik tazminatı (ex gratia) ve rekabet etmeme tazminatı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davalı idarenin temyiz istemi yönünden;
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin işsizlik tazminatı (ex gratia) ödemesi üzerinden tahsil edilen gelir vergisinden kaynaklanan kısmına ve tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın buna ilişkin kısmının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyoruz.
    Davacının temyiz istemine gelince;
    Davacıya rekabet etmeme tazminatı adı altında yapılan ödemenin ücret niteliği taşımadığı, söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasının açık bir vergilendirme hatası olduğu, dolayısıyla tevkif edilen verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ve tahsil edilen verginin faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin rekabet etmeme ödemesi üzerinden tahsil edilen gelir vergisinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ise bu gerekçe ile bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına da katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi