15. Hukuk Dairesi 2015/655 E. , 2015/1114 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı ile ihbar olunan vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece tarafların tacir olduklarından bahisle HMK"nın 114 ve 115/2. maddelerine göre göreve yönelik dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair verilen karar davacı ve ihbar edilen tarafından temyiz edilmiştir.
1-İhbar edilen ... Genel Müdürlüğünce yerel mahkeme kararı temyiz edilmiş ise de, davadaki sıfatı ihbar olunan olduğu, davacı yanında fer"i yada asli müdahil olarak davaya katılmadığı, bu halde ihbar olunanın temyiz hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı ... davasında davalı ... Genel Müdürlüğü ile aralarında imzalanan 08.10.2010 tarihli protokole göre ... Barajı pompa tesislerinde gereksinilen elektrik gücünün karşılanması amacıyla yapılacak enerji tesislerinin inşası sırasında yapılması gereken kamulaştırma işlemlerin bedellerinin davalı tarafından karşılanması gerekirken karşılanmadığını, bu nedenle dava dışı gayrimenkul sahibine 15.479,08 TL kamulaştırma bedeli ödediklerini belirterek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı savunmasında davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davacı tarafın tacir olduğu, bu kişileri ilgilendiren bütün muamele ve işlemlerin asliye ticaret mahkemesinde görüleceği gerekçesi ile göreve yönelik dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 19.02.2013 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesi"nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar
haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re"sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri"ne açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi"nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davacı şirketin uyuşmazlık konusu protokolde tanımlanın işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı ... uyuşmazlık konusu protokolü ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir.
Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Bu durumda, mahkemece davanın esasının incelenmesi gerekirken göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan .... Genel Müdürlüğü"nün temyiz dilekçesinin reddine, 2. bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden ihbar olunan ....."ye geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.