17. Hukuk Dairesi 2016/8135 E. , 2019/3198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 10.06.2013 tarihinde davacı idaresindeki araç ile davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacının meydana gelen kazada maluliyeti oluşarak yaralandığını ve kaza nedeniyle tedavi, ilaç, yol masrafları yaptığını, kazadan sonra 4 gün iş göremezlik raporu aldığını, maluliyet oranının ... Kurumu vasıtasıyla tespitinin gerektiğini, davacının tır şoförü olduğunu ve aylık 1.800,00 TL maaşı elden aldığını, ücret araştırması yapılmasını talep ettiğini beyanla, 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın ( manevi tazminat sigorta şirketi hariç) davalılardan kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekili, kusura itiraz ederek hastane masraflarının SGK tarafından karşılandığını, davacının tır şoförü olup olmadığının Şoförler Odası tarafından tespiti gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, 1.937,98 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2016 yılı için 2.190,00 TL"dir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyize konu davacı lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden verilen karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesine göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkemece davacının elde ettiği gelirin belirlenmesi için yeterli bir araştırma yapılmamıştır.
Somut olayda; davacı vekili davacının tır şoförü olarak çalıştığını aylık 1.800,00 TL geliri olduğunu beyanla işgöremezlik nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece; bu hususta yeterli araştırma yapılmadan asgari ücret üzerinden yapılan tazminat hesabı esas alınarak karar verilmiştir.
Bu nedenle; mahkemece kaza tarihinden geriye doğru maaş bordroları getirtilmeli, SGK"dan davacının geliri ile ilgili resmi belgeler ve meslek odasından emsal ücret araştırması getirtilerek davacının geliri tam ve doğru olarak belirlenmelidir. Bu bilgiler ışığında gelir tespiti yapıldıktan sonra zarar hesaplaması yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru değildir.
4-Davacı taraf, davacının kazada yüzünde sabit iz kaldığını ve bu izler nedeniyle estetik tedavi gideri yapılması gerektiğini belirterek bu giderlerin de tazmini
isteminde bulunmuştur. Mahkeme tarafından, hükme esas alınan ATK 3. İhtisas Kurulu raporunda, davacının yüz sınırları dahilindeki izin belirli mesafeden bakıldığında dikkat sarf etmeden görülebildiği sabit iz olduğu belirtilmiş; ancak, mahkemece bu izlerin giderilmesi için estetik-cerrahi müdahale ile bu tedavinin masrafları konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda mahkemece; davacının ATK raporu ile yüzde sabit iz olarak kabul edilen izlerin cerrahi müdahaleyi de içeren estetik tedavi yoluyla giderilmesinin mümkün olup olmadığı konularında, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasından sonra, bu tedavi için gerekli giderin miktarı konusunda da rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
5-Davacı taraf dava dilekçesinde; hükmedilen tazminatlara kaza tarihinden itibaren avans faizi hükmedilmesini talep etmiş; mahkemece faiz hususunda olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin davacı lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3), (4) ve (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.123,93 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... Şiretine geri verilmesine 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.